MEHMET ATAMAN

Okuduğunuz makale
SEVDİKLERİNİ VE KENDİNİ SORGULAMAK
Anasayfa   /    Köşe Yazarları   /    Mehmet Ataman   /    SEVDİKLERİNİ VE KENDİNİ SORGULAMAK

03 Mayis 2021 - 08:03

mehmetataman1281@gmail.com

Mehmet Ataman

MEHMET ATAMAN

SEVDİKLERİNİ VE KENDİNİ SORGULAMAK

Dilim varmasa da söyleyeceğim. "Çoğunuz, akrep gibisiniz be kardeşim!"

Akrep gibi olan sizler, yarım ve sahte aydınları baş tacı edenlersiniz.

Sözüm size; siz, düşünmeyen, araştırmayan, incelemeyen, kaderci, teslimiyetçilere.  

Sizler, bu ülkenin gerçek sanatçılarını, gerçek aydınlarını hiç sevmediniz.

Sizler, bu ülkenin kalem tutanından, azıcık farklı düşüneninden hep korktunuz.

Farklı giyineninden, farklı yaşayanından hep nefret ettiniz.

Size benzemeyeni, anında, "öteki" diye, damgalayıp, uzaklaştırdınız.

Elinde bağlama olanından, gitar çalanından, sipsi, kaval üfleyeninden ürktünüz.

Taşı şekillendiren spatulayı, kemanı tıkırdatan penayı, silah sandınız.

Yalana, talana, soyguna, sahtekarlığa karşı söz söyleyenin sesini kıstınız.

Kitap okuyanı, şiir yazanı, destan dökeni, iki çizgi çizeni tehlikeli saydınız.

"Çok okuyan, çok düşünen tehlikelidir," deyip, okuyanından, düşüneninden uzak durdunuz.

Ülkemin özgün kurumları; "Eğitim içinde üretim, üretim içinde öğretim yapan," Köy Enstitülülere gavur, okullarına, fuhuş yuvası dediniz. Kurucularını, bin bir yalanla yaftaladınız.

Köylüyü uyandıran ve ağasının karşısına diken, bu okul mezunu öğretmenlerin peşinden değil, kendisine bağlı köylüleri için; "Benim bindiğim eşek, benden akıllı olmamalıdır," diyerek,  onları sömüren, enstitülerini kapatanların peşinden gittiniz.

Dünyada örneği olmayan bu güzide okul mezunlarına; "komünist, solcu, dinsiz, ahlaksız," dediniz.

Gerçek yurtsever, demokrat, aydın, ilerici, solcu görünce cin çarpmışa döndünüz.

O solcular ki; önce kendilerini halktan, sonra halkını, devleti yönetenlerden, daha sonra da devletini emperyalistlerden korumak için, damgalandılar, sürüldüler, işkence gördüler, öldürüldüler.

O solcular ki insanı, sadece insan olduğu için, hiçbir ayrım gözetmeksizin, karşılıksız sevdiler.

O solcular ki sizin bağrınızdan çıkmış, sizin için, ölümüne emperyalistlerin üstüne atıldılar.

O solcular ki ülkesinin romancısı, öykücüsü, şairi, ressamı, heykeltraşı, müzisyeni oldular.

O solcular ki bir yandan yurtsever bir tavırla, barışsever bir tutum sergilerken, bir yandan da dünya kardeşliğini ve dünya barışını savundular.

O solcular ki Hiroşima'ya, Nagazaki'ye, Irak'a, Suriye'ye, Yemen'e, Angola'ya, Ruanda'ya, Kongo'ya, Vietnam'a, Kore'ye, Şili'ye, romanlar, şiirler yazdılar.

O solcular ki ırk, inanç, köken, cinsiyet ayrımlarını reddettiler.

O solcular ki eğitim, sağlık, güvenlik özelleşmemeli, diye, eylemler yaptılar. Bu uğurda gaz yediler, jop yediler.

Şu anda sağlıkta yaşadığımız sorunları, ta o günlerde gördüler. Bugün, bütün isanlığı tehdit eden corona belasında bile, dünya, patent paylaşımı yapamıyor. Hepimiz ilaç ve aşı şirketlerinin elinde oyuncak olmuş durumdayız. Sağlık en büyük sömürü aracı haline dönüştü.

Şimdi, bu satırları okuyan arkadaşların bir kısmının, şu soruları sorduklarını duyar gibi oluyorum:

Hangi solculuk? Hangi solcular? Bu soruları sorduğunuzu duyar gibiyim. Evet, bu sorular, doğru ve haklı sorulardır.

Aydınlanma Devrimi'ni ilerletmek isteyen, sınıf mücadelesine inanmış, ayakları bu topraklara basan, yurtsever, solculardan söz ediyorum.

Kökleri dünya aydınlanma hareketlerinde, dalları yurdumuzda yeşeren, Aydınlanma Devrimi'nin öncülerini, yakın tarihimizde, onurlu yerini alan, 68 ve 78 kuşağı içindeki yurtsever gençlerden söz ediyorum. Bir kısmı halen hayatta, bir kısmı aramızdan ayrılan, o cesur yüreklerden söz ediyorum.

Ancak; yine dilim varmasa da; ilerici, solcu, devrimci, aydınlanmacı, Kemalist dostlarıma da bir kaç sözüm var:

Sizler için de dilim varmıyor; ama söyleyeceğim. Sizler de akrep gibisiniz. Bir farkla siz (ben dahil) hiç gereği yokken, hiçbir geçerli gerekçe ortaya koyamadan birbirinizi soktunuz.

Vahşi ve acımasız kapitalizm, sizleri (bizleri) çarkları arasında ezerken, faşizm, sizleri (beni de) sürgünlere, zindanlara, işkenceye ölümlere sürüklerken, anlamsız ayrışmalarla, amip gibi bölündünüz.

Üstelik, amip gibi bölündükçe çoğalamadığınızı, aksine azaldığınızı göremediniz. Düzen, en acımasız bir şekilde üstünüze gelirken, ayrışmaktan geri duramadınız. Hiçbir zaman, yumruk gibi bir arada olamadınız.

Bir asırdan fazla mücadeleniz sonucu bir seçenek olabilmeliydiniz.

Zor anlarda, halka umut olabilmeliydiniz. Ağzınız iyi laf yaptı da pratiğiniz hiçbir umut vermedi.

Lütfen aynaya bakınız. (Ben bakıyorum.)

Pek dilim varmıyor ama. "Kabahatin çoğu sizde be güzel kardeşlerim, arkadaşlarım, dostlarım, yoldaşlarım!" 

Bende de, bende de!..

 

 

 

MAKALEYE YORUM EKLEYİN

X

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen ziyaretçilere aittir.

X

Makaleye hiç yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın.

GÜNÜN MANŞETLERİ

FOTO GALERİ