Kentim Şişli: Sayın Garo Hamamcıoğlu, sizi tanımayan yoktur, ancak spor kariyerinizi ve yaşam öykünüzü bir kez de sizden dinlemek isteriz. Nereden başladınız ve nasıl bu noktaya geldiniz?

Garo Hamamcıoğlu: 1945 yılında İstanbul’da doğdum. Çocukluğum Feriköy’de geçti ve eğitimime Feriköy Ermeni İlkokulu'nda başladım, ardından Alman okuluna devam ettim. Küçük yaşlarda spora ilgi duymaya başladım ve Şişli Spor Kulübü’nde lisanslı basketbolcu olarak spora ilk adımımı attım. Ancak kısa süre sonra futbola geçiş yaptım. Futbol benim için bir tutku haline geldi ve 1963 yılında Taksim Spor Kulübü’ne transfer oldum. O dönemde kulübümüz iki kez şampiyonluk kazandı. Ancak, futbol kariyerim burada bitmedi. Askerlik görevimi yerine getirmek üzere denizci olarak Gölcük’e gittim. Gölcük Deniz Gücü Spor’da oynarken Sarıyer Spor tarafından keşfedildim ve İstanbul’a getirildim. Sarıyer’de futbol oynayacağımdan ailemin haberi yoktu, bu süreçte yaşadığım ilginç anılar hala aklımdadır.

Kentim Şişli: Sarıyer Spor’da uzun yıllar forma giydiniz. Bu süreç nasıl geçti?

Garo Hamamcıoğlu: Sarıyer Spor’a transferimle birlikte profesyonel futbol hayatımda yeni bir dönem başladı. 15 yıl boyunca Sarıyer Spor’da oynadım ve 9 yıl boyunca takım kaptanlığı yaptım. Bu süre zarfında dört kez gol kralı oldum ve Sarıyer Spor’un tarihine adımı altın harflerle yazdırdım. Sarıyer Spor, benim için sadece bir kulüp değil, hayatımın önemli bir parçası oldu. Kulübün sadık bir taraftar kitlesi vardı ve bu bağlılık beni her zaman motive etti. Sarıyer’de futbolu profesyonel olarak oynadım, ama asla para için oynamadım; Sarıyer’e olan sevgim her şeyin önündeydi.

Kentim Şişli: O dönemde futbola olan ilgi nasıldı? Başka kulüplerden transfer teklifleri aldınız mı?

Garo Hamamcıoğlu: Evet, o dönemde futbol Türkiye’de zirvedeydi. Özellikle gençler arasında büyük bir ilgi vardı. Benim de birçok kulüpten transfer teklifleri aldığım doğru. İstanbulspor, İzmir Spor, Karşıyaka Spor, Ankara Demirspor, Eskişehir Demirspor gibi kulüplerden teklifler geldi. Ancak, Sarıyer Spor’a olan bağlılığım nedeniyle bu teklifleri kabul etmedim. Sarıyer’de antrenman yapmayı çok seviyordum ve bu benim için büyük bir mutluluk kaynağıydı.

Kentim Şişli: Futbol oynadığınız dönemde bir idolünüz var mıydı? Başarınızı neye borçlusunuz?

Garo Hamamcıoğlu: Tabii ki vardı. İdolüm Lefter Küçükandonyadis’ti. Onun futbolunu izlemek ve onun formasını taşımak benim için büyük bir onurdu. Başarımın sırrı ise işimi severek yapmak ve çok çalışmak oldu. Bir işte en iyisi olursanız, etki alanınız genişler ve bu da takımınıza başarı olarak yansır. Her şeyin temeli çalışmak, iyi beslenmek, uykunuzu iyi almak ve dengeli bir yaşam sürmektir. Başarı, tesadüf değildir.

Kentim Şişli: Taksim Spor Kulübü’nün kuruluş sürecinden ve karşılaştığınız zorluklardan bahsedebilir misiniz?

Garo Hamamcıoğlu: Taksim Spor Kulübü, 1940 yılında Nor Şişli Esayan Kulübü ve Galatasaray’dan ayrılan Güneş Spor Kulübü’nün birleşmesiyle kuruldu. Kulübümüzün renkleri ve amblemi Güneş Spor’dan alındı. Bu süreçte büyük emekler sarf edildi ve kulübümüzün bugünlere gelmesinde birçok kişinin katkısı oldu. Ben, kulübümüzde değişik kademelerde görev yaptım; hocalık, ikinci başkanlık ve son 24 yıldır da başkanlık yapıyorum. Ancak, bu başarıları tek başıma elde etmedim. Başkan Yardımcımız Hraç Keçiyolu, gecesini gündüzüne katarak kulübümüze büyük emek verdi ve bugünlere gelmemizde önemli bir rol oynadı.

Kentim Şişli: Sayın Hraç Keçiyolu, siz kulübe ne zaman katıldınız ve hedefleriniz neler?

Hraç Keçiyolu: Taksim Spor Kulübü’ne 1969 yılında, henüz 10 yaşındayken taraftar olarak geldim. Abim beni kolumdan tutup getirdi. Kısa bir süre futbol oynadıktan sonra özel nedenlerden dolayı futbolu bırakmak zorunda kaldım, ancak Taksim Spor sevgisi o zamandan bu yana ruhuma işledi. Yıllar geçtikçe yöneticilikte de deneyim kazandım. Bugün, 700’e yakın sporcumuz var. Bu çocuklarımızı yedi-sekiz yaşından itibaren sporla buluşturuyoruz. Kulüp olarak temel amacımız, ahlaklı, derslerinde başarılı bireyler ve sporcular yetiştirip Taksim Spor bayrağını ileriye taşımaktır. Takımda “sen-ben” yok, her başarıda herkesin payı vardır.

Kentim Şişli: Garo Bey, başarı ve başarısızlıkları belirleyen temel etkenler nelerdir?

Garo Hamamcıoğlu: Başarı, güncel bir hedef değildir; sabır, çok çalışma ve disiplinin sonucudur. Eğer bir kulübün nominal geliri yoksa, yöneticiler kendi paralarından harcar ve bu sürdürülebilir bir durum değildir. Hepimiz, özellikle gençlerin ve sporcuların yetişmesi konusunda sorumluyuz. Herkes elini taşın altına koymalı; yöneticiler, gönüllüler, vatandaşlar ve tabii ki devlet ve yerel yönetimler. Ayrıca, sporcular için beslenme çok önemli. Bugün ülkemizde gıdaya ulaşmak zorlaştı ve pahalı hale geldi. Eğitim ve sporun bir arada yürütülebilmesi için ebeveynler ve kulüp yönetimi arasındaki iletişim daha etkin olmalıdır.

Kentim Şişli: Son olarak, gençlere tavsiyeleriniz nelerdir?

Garo Hamamcıoğlu: Gençlere en büyük tavsiyem, vefalı olmaları, çok çalışmaları ve her zaman en iyisi olmalarıdır. İstek, çalışma, doğru beslenme ve sabırla, başarı kaçınılmaz olarak gelecektir. Bu yolda kararlı ve disiplinli olmaları gerekiyor. Spor hayatı kolay değildir, ama sebat edenler mutlaka başarıya ulaşır.

Bu röportaj, Garo Hamamcıoğlu’nun futbolculuk kariyerinden Taksim Spor Kulübü’nün tarihine kadar birçok önemli detayı gözler önüne seriyor. Hamamcıoğlu’nun liderlik vasıfları, Sarıyer ve Taksim Spor’a olan bağlılığı ve genç sporculara yönelik tavsiyeleri, sadece bir başkanın değil, aynı zamanda gerçek bir spor sevdalısının hikayesini anlatıyor. Başkan Yardımcısı Hraç Keçiyolu’nun da katkılarıyla, Taksim Spor Kulübü’nün geleceğe umutla baktığını görmek bizler için de büyük bir mutluluk kaynağıdır.

Kentim Haber Merkezi, Röportaj: İlhan Ekinci