Anasayfa
13 Eylül 2019 - 11:22
SEMT TARİHİNE YOLCULUK
Bütün özgünlüğü ile İstanbul’un kadim semtlerinden biri olan Kurtuluş’un tarihi, Pangaltı-Nostalji Kitap-Cafe’de yapılan bir söyleşide gözler önüne serildi.

Kurtuluş’ta büyüyen ve Tatavla’dan Kurtuluş’aisimli kitabın yazarı olan Hüseyin Irmak, semt tarihini, kendi anıları üzerinden anlattı.

1970’li yıllarda bir çocuk olarak yaşadığı Kurtuluş’un dönem panoramasını sıcak bir dille aktaran Irmak, semtin çok kültürlülüğünden insan örnekleri vererek başladığı söyleşisinde, kitabının çıkış öyküsü hakkında da bilgi verdi.

Irmak, Anadolu’nun çeşitli köylerinden insan öykülerinin yayımlandığı bazı kitapları okuyunca, kendisinde Kurtuluş yaşamının renklerini kaleme alma isteği uyandığını söyledi. Çalışmasını başlangıçta bir dergi yazısı uzunluğunda tasarlamasına rağmen metnin uzayacağını görünceyazmaya devam ettiğini belirtti. Sonuçta Aras Yayınevi’nce basılan söz konusu kitabın ortaya çıktığını ifade etti.

Semte asıl kimliğini verenmütevazi insanların öyküsü üzerinden kitabını biçimlediğini söyleyen yazar, son bölüme koyduğu esnaf, seyyar satıcı, çöpçü, iğneci, sütçü ve kapıcı fotoğraflarını da gösterdi. Kendisinin bir kapıcı çocuğu olduğunu söyleyen Irmak, mikro tarihi “sıradan insanların yaşanmışlığı” olarak tanımladı. Aslında sıradanmış gibi duran büyüklüklerden çeşitli örnekler aktardı. Devamında yerel somut tarihin önemi üzerine konuşan Hüseyin Irmak, buradan semtin tarihsel öyküsüne geçti.

Tatavla’nın kendine  özgün renkleri..

Anlatıma göre, Kurtuluş semti, Kirazlı Köy isimli bir yerleşim ile başlar. Kiraz ağaçlarının bolluğundan gelen bu isim, zamanla Cenevizli zenginlerin at tavlalarının buradaki varlığından dolayı “Tatavla”ya dönüşür.

Ege adalarından savaş esiri olarak getirilip Kasımpaşa tersanesinde çalışan ve bir süre sonra da özgürlüğüne kavuşan Rumların yerleşmesiyle büyüyen Tatavla, kendi özgün renklerini de geliştirir. Eski İstanbul’da kadınların el işi örgülerinin yanı sıra kunduracıları, tulumbacıları, külhanbeyleri, meyhaneleri, şarkıları, oyunları ve karnavalı ile tanınan semt, Sabuncakis, Mabel gibi ünlü markaların da filizlenip büyüdüğü yerdir.

Buraya yerleşen eski savaş esirleri nedeniyle Barbaros Hayrettin Paşa’dan başlamak üzere Piyale Paşa gibi ünlü kaptan-ı deryaların hamiliğini gören semt, saray mimarları ve doktorlarının bir kısmının da doğup büyüdüğü, yetiştiği bölgedir. Aynalıkavak Kasrı’nı yapan mimarın ve şimdi bildiğimiz Osmanlı padişahlarının portrelerini çizen ressamın ayrıca 20. yüzyıl Avrupa’sının ünlü silah tüccarıVasilZaharof’unTatavlalı olması, kömürle çalışan ilk hamamın burada bulunması söyleşiye katılanlar açısından ilginç bilgiler olarak hafızalardaki yerini aldı.

Ülkenin ilk sistematik spor kulübünün 1896’da bu semtte kurulmuş olması, olimpiyatlarda ülkemize ilk altın madalyaları getiren iki sporcuyu da bu kulübün çıkarmasıkatılımcıların ilgiyle karşıladıkları bilgiler arasında yerini aldı. Anlatıldığı üzere, 1906 Atina Ara Olimpiyatları’nda atletizmin iki dalında iki altın ve bir gümüş madalya ile dönen kulüp, başından itibaren basketbol tarihimizde de önemli bir yere sahiptir.

1929 Büyük Tatavla yangınından başlamak üzere semtin yaşadığı tüm kırılma noktaları ve sonuçları üzerine de konuşulan sunumda, katılımcıların dile getirdiği bazı anılar nedeniyle zaman zaman duygusal anlar yaşandı.

Irmak, söyleşinin ardından kitabını imzaladı. Katılımcılar, bu keyifli sohbetin tekrarlanmasını dilerken, uzun zamandır görüşmeyen insanların sunumda karşılanması ise hoş anlar yaşattı.

 

           

 

 

 

 

YORUM BIRAKIN
YORUMLAR (0)
Habere Hiç Yorum Yapılmamış.
ÖNERİLEN HABERLER