Anasayfa
05 Nisan 2024 - 20:10
BASIN YENİ BASIN TARİHİ KİTABINA KAVUŞTU
Prof. Dr. Suat Gezgin, “Osmanlı Devleti’nde ilk gazetecilik faaliyetlerinin başladığı 18. Yüzyılın sonlarından bugüne değişmeyen tek bir şey var, o da İstanbul’un yüzyıllardır basının merkezi özelliğini koruması.” Diyor.

Babıali’den Plazalara Dönüşen Gazetecilik

İlk cildinde Türk basın tarihinin 1795-1923 yılları arasındaki 127 yıllık zaman dilimine ışık tutan kitabın 2. Cildinde; 1923-2023, Cumhuriyet’in ilanından bugüne geçen 100 yıllık sürede İstanbul gazeteciliği enine boyuna anlatılıyor.

Prof. Dr. Suat Gezgin yazdığı basın tarihi kitabı ile 1923-2023 arası dönemde İstanbul basınının serüvenini yansıtmak amacıyla Türkiye’nin geçirdiği siyasal, ekonomik, toplumsal ve kültürel değişimler sırasında gazetecilik mesleğinin de nasıl yoğrulduğunu ve değişime uğradığını okuyucuların dikkatine sunuyor.

Geleneksel Medyadan Yeni Medyaya                                         

Sertellerden Abdi İpekçi geleneğine, basındaki promosyon savaşlarından Aydın Doğan’a, patronsuz gazetecilikten, 21. yüzyılda ana akımın çöküşüne kadar Cumhuriyet İstanbul’unda gazeteciliğin her dönemecine ait bilgilerin bulunduğu her dönemin ilginç detaylarının anlatıldığı kitapta Geleneksel medyadan yeni medyaya uzanan süreç izlenebilmektedir.

Takvim-İ Vekayi’den Bugüne İstanbul

Osmanlının son yüzyılı ile Cumhuriyetin ilk yüzyılında; İstanbul’da *Babıali* denildiğinde ilk akla gelen *Basın* matbuat ve gazeteler ile yönetimin merkezi olarak Vilayet, Valilik olur. İlk Türkçe Gazete Takvim-i Vekayi’den bugüne tam 192 yıl geçti. *Babıali*den *Medya*ya evrilmiş olan Basın, siyaset denizinin çalkantılarında çoğu zaman sansürle ve hapisle anılmıştır.!

Prof. Dr. Suat Gezgin basın tarihi kitabında; İstanbul, Türkçe’nin yanı sıra farklı dilde yayımlanan gazete, dergi ve diğer basılı iletişim araçlarının da merkezi konumunda olmuştur. Bu çok kültürlü yapısı, dünyada eşine az rastlanır bir zenginliğin örneğidir. Basın faaliyetleri sayesinde İstanbul, sadece bir şehir, mekân olmanın da ötesinde toplumsal belleğin inşa edildiği ve kültür aktarımının nesiller boyu devam ettiği bir yapıya bürünmüştür. Diye anlatmaktadır.

İstanbul Basın Tarihi, 1923’ten 1946’ya Cumhuriyet’in ilanıyla başlayan süreci ve tek partili yaşamın İstanbul basınına yansımalarını dönemin gazeteleriyle inceliyor. Akabinde 1946’dan 1960’a çok partili dönemdeki İstanbul gazeteciliğini de mercek altına alıyor. Tan gazetesi ve Sertel ailesi, Cumhuriyet’in, Hürriyet’in ve Milliyet’in kuruluş yılları, Sedat Simavi ve Ali Naci Karacan gazeteciliği irdelenen başlıklardan sadece birkaçı. 1960 sonrası İstanbul basını yine dönemin önemli gazeteleri ve gazetecileri üzerinden aktarılıyor.

12 Eylül’ün İstanbul Basınında Gazeteciliğe Etkileri 

1980 ve 1990 yılları arasındaki İstanbul basınında ise 12 Eylül’ün gazeteciliğe etkileri ve dönemin artık değişen siyasal, ekonomik, teknolojik ve kültürel dinamiklerini görüyoruz. Ardından özel televizyonculuğun ve internet gazeteciliğinin gelişim sürecinde farklı bir İstanbul gazeteciliği çıkıyor karşımıza. Ve geleneksel medyadan yeni medyaya uzanan süreç başlıyor…
Güncel bilgiler ışığında her dönemin tarihçesine, ilginç detaylarına, etik değerlerine tanıklık etmek ve bir başucu esere sahip olmak istiyorsanız İstanbul Basın Tarihi tam size göre…
İstanbul’un Türk basın tarihi içindeki serüvenini kapsamlı bir şekilde ele alıyor. Türk basınının bugüne kadar geçirdiği değişim ve dönüşüm sürecini içeren kitap; toplumsal belleğin şekillenmesini sağlayan bir kültür aktarıcısı olarak İstanbul basınını, dönemin şartları bağlamında anlatıyor. İstanbul basın tarihini yeni bilgiler, detaylar ışığında görmek isteyenlere büyük bir fırsattır.

HABER: Ökkeş Bölükbaşı

 

 

 

 

YORUM BIRAKIN
YORUMLAR (0)
Habere Hiç Yorum Yapılmamış.
ÖNERİLEN HABERLER