Anasayfa
01 Agustos 2021 - 23:51
PANGALTI’NIN LEVANTENLERİ
Levantenler Osmanlılara göre Batılı, Avrupalılara göre Doğuluydular. Batı Avrupa'dan yola çıkıp Levant'a yani Doğu'ya yerleşmişlerdi. Bu yüzden onlara Doğulu anlamında Levanten adı takıldı. Genellikle İtalyan, Fransız ve İngiliz kökenli, kozmopolit bir tüccar sınıfıydılar.

Birçok dil biliyorlardı: Günlük hayatta kullanılan Rumca, okullarda öğrenilen İtalyanca veya Fransızca, özel ders alıp söktükleri İngilizce ve yaşadıkları ülkenin dili Türkçe. Esas işleri ticaret ve sanayicilikti. Ama içlerinde sanatla, zanaatla, mimariyle uğraşanlar da vardı. Osmanlı Devleti'nin onlara verdiği ticari ayrıcalıklar (kapitülasyonlar) sayesinde iki yüzyıl boyunca gül gibi geçinip, kum gibi para kazandılar. Lozan Anlaşması'ndan sonra ayrıcalıkları ellerinden alınan Levantenlerin büyük bölümü ülkelerine geri döndü. Ama içlerinde kuşaklar boyu yaşadıkları ana- vatanları Türkiye'de kalmayı tercih edenler de vardı. Aradan 100 yıl geçti. Levantenlerin sayıları hızla azalıyor. Son Levantenler İstanbul Pangaltı, İzmir Alsancak, Bornova ve Buca'da kendi hallerinde yaşıyor.
 

PANGALTI İSMİ NEREDEN GELİYOR

19. yüzyılın Levanten semti Pangaltı'da Levantenlerden geriye kalan tek şey semtin ismi. Bu konuda da iki rivayet var. Birincisi, Pangaldi adında İtalyan uyruklu bir Levanten burada bir gazino açtı ve Pangaldi Gazinosu semte adını verdi. İkincisi, bir İtalyan Levanten bahçe içinde ‘‘Pane e Galeti’’ adında bir pastane açtı. Yaptığı kek ve pastalarla ünlenen pastanenin ismi zamanla Pangaltı'ya dönüştü ve semtin adı oldu.

LEVANTENLER HAKKINDA İLK DOKTORA TEZİ

“19. Yüzyılın Levanten Semti’’ adlı kitabın yazarı Rinaldo Marmara
Pangaltı'da doğdu, evlenip Fransa'ya yerleşen Marmara, Paul Valery Montpellier III Üniversitesi'nde çalıştı. Ocak 2003'te üniversiteye sunduğu Levantenler hakkındaki 800 sayfalık doktora tezinin bu alandaki ilk çalışma olduğunu söylüyor. Fransa'da 'Türk dostu' ilan edilen ve birkaç gazeteye bu başlıkla 
haber olan Rinaldo Marmara'nın çalışması Fransa'da kitap olarak basılmış.

Sahip olduğu şövalyelik nişanı ve bildiği 5 yabancı dil sayesinde Vatikan'ın Propaganda Fide Tarihsel Arşivleri, kilise ve mezarlık arşivleri ve Yunan adaları arşivlerine girerek araştırma yapan Rinaldo Marmara, Osmanlı İmparatorluğu'nda yaşayan Latin topluluğunu ikiye ayırıyor. Kapitülasyonlardan faydalanan yabancı uyruklu Latinler (Levantenler) ve Osmanlı Latinler.


OSMANLI DEVLETİ AB'Yİ O ZAMANLAR KURMUŞTU

Rinaldo Marmara bu iki grubun gelişimi ve aralarındaki farkı şöyle anlatıyor: ‘10. asırdan itibaren deniz kenarındaki İtalyan sakinleri -Amalfiler, Venedikliler, Cenovalılar, Pisalılar- iki kıtanın kesiştiği yerde bulunan İstanbul'a akın etmeye başladılar. Mayıs 1082'de İmparator 1. Alexis Comnen tarafından Venediklilere Konstantinapolis'in bir mahallesi verilmesi İtalyan kolonilerin doğum belgesidir. O zamanlar Konstantinopolis'in Latin topluluğu, Haliç'in sağ kıyısında, Bizans surları çevresinde, limanın yakınlarında Bahçekapı, Balıkpazarı Kapısı ve Zindankapısı arasına yerleşmiştir. Bizans İmparatorluğu'nun Latin topluluğu, Türklerin 1453'te Konstantinopolis'i fethetmeleriyle yok olmuştur. II. Mehmet'in Galata'nın Cenovalı kolonisine verdiği 1 Haziran 1453 tarihli ferman, Latin reayası denilen Osmanlı Latin Topluluğu'nun menşeinde bulunmaktadır. Ferman Galatalı Cenovalıların kişisel haraç ve cizye ödemelerini şart koşmuştur. Haraca tabi tutulan Cenovalılar gayrimüslim kullar ya da reayalar olmuşlardır. Böylece Osmanlı-Latinler oluşmuştur.’

Rinaldo Marmara'ya göre Osmanlı-Latinleri ile Levantenler işte bu noktada ayrılıyor. Levanten diye 1839 Tanzimat Fermanı'nın getirdiği ayrıcalıklardan yararlanarak altın bir çağ yaşayan yabancı uyruklu Latinlere deniyor. Bu dönemde kiliseler kuruluyor, her türlü işle uğraşılıyor, 1867'den sonra mülk edinebiliyorlar. Cumhuriyetten sonra ise Levantenler için gerileme devri başlıyor. Marmara bu süreci şöyle anlatıyor:

‘Ayrıcalıklardan o kadar çok faydalandılar ki, Cumhuriyet geldikten sonra bu böyle devam edemezdi. Lozan Antlaşması’yla kapitülasyonlar kaldırıldı. Türk hükümeti birkaç yeni kanun çıkarttı. Yabancılar her işi yapamamaya başladı. Bir tek ticaretle uğraşabiliyorlardı. Çırak, kapıcı, memur, doktor ve mühendis olamıyorlardı. Geriye doğru bir göç başladı. Geriye kalanlardan parası olanlar ticaret, parası olmayanlar aracılık yaptı.’

Osmanlı İmparatorluğu'nun Levantenlere büyük bir hoşgörüyle yaklaştığını anlatan Marmara tezini şöyle noktalıyor: ‘‘O zamanların Osmanlı İmparatorluğu bugün kurulmak istenen Avrupa'nın bir ufak bir örneğiydi. Fransızlar, İtalyanlar, İspanyollar birlikte yaşıyorlardı. O zamanlar Osmanlı'da Ortak Pazar zaten kurulmuştu. Avrupa Birliği, Türkiye'yi AB'ye almanın kararını verirken bu önemli faktörü unutmamalı.’

YORUM BIRAKIN
YORUMLAR (0)
Habere Hiç Yorum Yapılmamış.
ÖNERİLEN HABERLER