Anasayfa
31 Mart 2020 - 17:45
TÜRK KADINLAR KONSEYİ DERNEĞİ BASIN AÇIKLAMASI
CİNSEL SUÇLAR,İNFAZ İNDİRİMİ KAPSAMINA ALINAMAZ Cinsel suçlara maruz kalan çocuklar ve onları korumaya kalkıştığı için katledilen kadınlar bu ülkenin utancıdır. Kadın örgütleri olarak yıllardır cinsel suçların yok sayılmadığı, mağdurların yaşam hakkının ve ruh sağlığının korunduğu bir toplum bilinci oluşturmaya çalışıyoruz. Ülkemizde bir taraftan, İstanbul sözleşmesi gibiuluslararası sözleşmeler imzalanıyor, genelgeler çıkartılıyor, bir taraftan ise, bu suçlar infaz indirimi kapsamına alınmaya çalışılarak,olmayacak çelişkilere düşülüyor. Böyle bir şeyin kabulü,hem bizlerin hem de devletin bu alanda vermiş olduğu tüm emeklerin geriye götürülmesi demektir. Hatırlatmak isteriz ki, toplumu iyiye ve güzele sevk etmek veya bireyin ve toplumun güvenliğini sağlamak sadece STK’ların görevi değildir, en başta devletin görevidir. Bu kapsamda tüm milletvekillerimizi bu konuda sağduyulu olmayadavet ediyoruz.

CİNSEL SUÇLARIN İNFAZ İNDİRİMİ KAPSAMINA ALINMASI HALİNDE, BU SUÇLULAR ISLAH EDİLMEDEN TOPLUMA SALIVERİLECEK,BİRÇOK MASUM ZARAR GÖRECEKTİR.

Genel Başkan Fatma Fatoş İNAL;

‘Böyle bir şeyin kabulü, mağdurların tacizcisi ve tecavüzcüsü ile aynı evde yaşamaya mahkum edilmesi demektir. Kimse açıkça konuşmuyor olsa da,herkes biliyor ki Türkiye ensest oranının en yüksek olduğu ülkelerin içinde yer almaktadır.Aile içi istismar vakaları inkar edilemeyecek boyuttadır;Ülkemizde, kız çocuklarını bunlardan korumak istediği için şiddete maruz kalan, canından olanbirçok kadın olduğu, kız çocuklarını, öz babasından saklamak için kendi evinde yer aramak zorunda kalan çaresiz anneler olduğu bilinen bir gerçektir. Binlerce dava dosyası bunun delilidir. Mahkemelere yansıtılmayan birçok olay olduğu da STK’lar olarak bizlerin bilgisi dahilindedir.

Devletimizin amacı mahkumları Corona virüsünden korumaksa şayet, bunun yolubu suçları affetmek veya cezasını indirmek olamaz. Daha mantıklı ve daha akılcı çözümler bulunması gerektiği açıktır. Aksi haldetemel dürtülerini dahi kontrol edemeyen,çok tehlikeli bir suçlu grubu ıslah edilmeden toplum içine salıverilecek, birçok masum vatandaşımız zarar görecek demektir.

Bilindiği üzere insanda doğuştan iki temel dürtü vardır; biri saldırganlık, diğeri cinsellik. Saldırganlık dürtüsünde aşırıya kaçanlar kasten adam öldürme suçunu, cinsellik dürtüsünde aşırıya kaçanlarda cinsel suçları işleyen kişilerdir.İnsan olabilmenin ön koşuluise, bu temel dürtüleri kontrol altına almayı öğrenebilmektir. Bu suçları işleyen kişiler, dürtü kontrolünü öğrenememiş oldukları gibi, öğrenmemekte de direnen, toplum için büyük tehlike arzeden,çok dikkat edilmesi gereken suçlu gruplarıdır. Bu kişilerde,cezanın tamamıinfaz edildiğinde bile, çoğu zaman cezanın ıslah edici ve rehabilite edici fonksiyonu gerçekleşmez. Aynı suçları tekrar tekrar işlerler. Bu nedenle, nasıl ki kasten adam öldürme suçu tehlike boyutu dikkate alınarak infaz yasasına dahil edilmiyor ise, cinsel suçlarda dahil edilemez, edilmemelidir. Zira her iki suçda,dürtülerini kontrol edemeyen,çoğu zaman rehabilitebile edilemeyen,toplum için büyük tehlike oluşturankişiler tarafındanişlenmektedir.

Dolayısıyla, bu kişileriCorona’dan koruyacağız diye, masum vatandaşlardaha büyüktehlikelerlekarşı karşıya bırakılamaz, böylesine mantıksız bir gerekçeye dayanılamaz.Aksi halde, sadece toplum ağır bedeller ödemekle kalmayacak,devletimiz de uluslararası platformlardasıkıntı yaşayacak, ağır sorumlukları doğacaktır.’ dedi.

CİNSEL SUÇLARIN İNFAZ İNDİRİMİ KAPSAMINA ALINMASI HALİNDE, devletimiz taraf olduğu AHİS’e 6284 sayılı İstanbul Sözleşmesine ve BM Çocuk Hakları Sözleşmesine aykırı davranmış olacağı gibi, Anayasa’yıda ihlal etmiş olacaktır;

TKKD Adana Şube Başkanı Av. Meryem TÜRKTEKİN;

Anayasamız,bireyin ‘yaşama hakkını’ ve bu çerçevedeki ‘sağlık hakkını’üçüncü kişilere  karşı koruma ve dokundurtmama görevinidevlete yüklemiştir.

Anayasamızın 17. Maddesinde düzenlenmiş olan‘Yaşama Hakkı’ ile ifade edilen ‘yaşamak’ yalnızca canlılık özelliklerine sahip olmak demek değildir. Aynı zamanda sağlıklı yaşama hakkını ifade eder.

Anayasamızın 56. Maddesinde düzenlenmiş olan ‘Sağlık Hakkı’da;‘herkesin, hayatını beden ve ruh sağlığı içinde sürdürme’ hakkı olduğunu ifade eder.

Cinsel suçların infaz indirimi kapsamına alınacağı yönündeki söylentiler dahi, söz konusu suçlardan mağdur olan vatandaşlarımızın ruh sağlığını bozmuştur. Birçok kadınımızSTK’ları arayarak bunun engellenmesini, sanık tahliye olduğunda kendisine zarar vereceğini, korkudan uyuyamaz hale geldiğini söylemektedir. Bu suçlular, cezası tamamlanmadan ve ıslah edilmeden toplum içine salındığında, bu kadın ve kız çocuklarının telafisi imkansız zararlar göreceği ortadadır. En iyi ihtimalle, bu kişiler eski eylemlerine devam edecek, yeni Özgecan’ların, Ceren Özdemir’lerin, Irmak Kupal’larınkatledildiği, kanımızı donduran o vahşet gecelerine tekrar döneceğiz demektir. Çocuklarımızın ve kadınlarımızın tecavüze uğradığı, çığlığını kimselere duyuramadığı, insanlığın kirletildiği melun sabahlara uyanacağız demektir.

Bu nedenlerle Milletvekillerimiz, Türkiye de her yıl yaklaşık onsekiz bin cinsel taciz şikayeti yapıldığını dikkate almak zorundadır; Seçmenin ve mağdurların kendilerine vermemiş olduğu af yetkisini, indirim yetkisi adı altında kullanamazlar.  Bu konu, parti içi disiplin kararları dikkate alınarak yapılabilecek bir oylama da değildir.  Kaldı ki, Vekillerimizin, tecavüz edilerek katledilmiş veya uğradığı taciz ve tecavüzler sonucu herkese güvenini kaybetmiş, adeta yaşayan ölülere çevrilmiş kadınlarımıza ve kız çocuklarımıza ve dahi erkek çocuklarımıza karşı bu olayları empatik yaklaşımlarla değerlendirmek, ona göre karar vermek gibi insani bir borçları vardır. Bu olay tanıdıkları kişilere yapılmış olsaydı ne hissederlerdi ise, ona göre düşünmek ve ona göre oy kullanmak yükümlülüğü altındadırlar. Tüm bunları dikkate aldıklarında bu ülkenin aydınları olan Vekillerimizin, Biz Kadın örgütlerinin, kadınlarımızın ve kız çocuklarımızın duyduğu endişeyi anlayacaklarını ve böyle bir yanlışa mahal vermeyeceklerini düşünüyoruz’ dedi.

TKKD Genel Başkanı Fatma Fatoş İNAL;

 ‘Sayın Cumhurbaşkanımızın bu konudaki yaklaşımından memnuniyet duyuyoruz. Ancak Partiler tarafından topluma verilen sözler unutulur ve cinsel suçların infaz yasasına dahil edilmesine onay  verilirse, Türk Kadınlar Konseyi Derneği olarak sessiz kalmayacağımızı, ulusal ve uluslararası mercilerde tüm yasal itirazlarımızı açıkça dile getireceğimizi şimdiden belirtiriz’ dedi.

 

YORUM BIRAKIN
YORUMLAR (0)
Habere Hiç Yorum Yapılmamış.
ÖNERİLEN HABERLER