Anasayfa
YENİ YILIN ÇAĞRIŞIMLARI
Mehmet Ataman
11 Ocak 2021

Her yeni yıla, karşılıklı yeni umutlar ve iyi dileklerle başlarız.

Yeni yılın mutluluk, sağlık, huzur getirmesini de yeni yılın kendisinden bekleriz. Nasıl getirecekse...

Doğaldir ki yeni yıl da çaresiz, kimin arzusunu yerine getireyim bocalamasıyla hiç birimizinkini dikkate almaz. Hiç bir şey de getirmez. Ne huzur umurunda olur, ne mutluluk, ne sağlık.

Biz de anlarız ki bu değerleri yaratacak olanlar bizleriz. Sen, ben, o; biz, siz, onlar.

Yanlış anlaşılmasın! Yılbaşında biz de herkes gibi kendi çapımızda kutlama yapıp eğlenmeye çalışıyoruz. Hepimizin gülmeye, eğlenmeye, umutlu olmaya, sağlıklı yaşamaya fazlasıyla hakkımız vardır. Bu yadsınamaz.Ayrıca gülmek, eğlenmek, kutlama yapmak; somurtmaktan,küskün durmaktan, yas tutmaktan kat kat iyidir.

Bu topraklarda, 3. Ahmet döneminden beri beri yılbaşlarının kutlandığı biliniyor. O dönemde hicri takvim geçerliydi. Hicri takvimde muharrem ayının ilk günü yılbaşıdır. Sarayda, yılbaşlarında muharremiye adı altında çeşitli hediyeler dağıtılır, eğlenceler düzenlenirdi. Ancak muharrem ayı halkımızın bir kısmı tarafından yas ayı olarak kabullenildiğinden, bu aya, yas ayı da deniliyor. Bundan mıdır? Yoksa, "acıları bal eylediğimizden midir?" veya tüm sevdiğimiz saydığımız insanların her türlü baskı ve şiddete uğradığından mıdır? bilemiyorum.

Bizim her yılbaşı kutlamalarında, her bayramda, her kutlu günde bir yanımız hüzünlüdür.

Biz bir yanımızı yeni umutlarla beslerken, kırılan dökülen diğer yanımızı da tamir edenlerdeniz. Ne var ki son yıllar, bizler için neredeyse sadece tamir yılları oldu. Umutlar ve dilekler hep boşa düşer oldu.

İnsanımız dünden daha mutlu, dünden daha umutlu, dünden daha yaşama sevinciyle dolu değil. Her yıl, geçmiş yılı aratıyor. Hüzne öyle alıştık ki kutlamalar esnasında bile masamıza; acı çekenler, sıkıntıya düşenler, inandıkları uğrunda demokratik mücadele verirken yaşamından olanlar konuk olabiliyor.     

Biz bir yandan yeni yılları kutlarken bir yandan da bu insanların acılarını duyumsarız. Bir şeyleri hazır beklemeyen; çalışan, üreten, değerli kültür, sanat ve edebiyat insanlarını yad ederiz. Çektiklerini düşünürüz.  Dinlediğimiz müzikler, izlediğimiz filmler, alır götürür bizi o güzel insanların yanına.

O birileri ki, şiirleriyle, öyküleriyle dünyada tanınan bir yazar oldu ama örgütlenmesine yasak konulan bir parti üyesidir diye kafasına çekiçle vurularak öldürüldü. Mezarının yeri halâ bilinmiyor.

Bir diğeri, siyasi şiirler yazdı diye toplam on iki yıl, yedi ay yattı. Yetmedi vatandaşlıktan çıkarıldı. Ülkesini terketmek zorunda kaldı.

Bir diğeri, bir roman yazdı. Romanında komünizmi ima yoluyla övdü diye on beş yıl hapis yedi.

Bir diğeri, bir şiir kitabı yazdı. Adı; "Sınıf" kapağı kırmızı diye yatmadığı hapishane kalmadı. Yetmedi yetmişinde gözleri bağlı, elleri kelepçeli göz altına alınırken, memleketi Cide'de sokak sokak dolaştırılarak hapse götürüldü.

Birisi "devlet büyüklerinin" karikatürlerini çizdi diye yıllarca hapis yattı. Çok sevdiği öğretmenliği sonlandırıldı.

Birisi sevdiği yasaklı bir şairin şiirini kız arkadaşına gönderdi diye okuma hakkı elinden alındı. 

Her dönem sanat edebiyat inanları, gazeteciler, düşünürler öldürüldü, halen de öldürülüyor.        Bizler de onlarla ölenlerdeniz. Bunun için ekilmiş acılardan umut toplayanlardanız. Masamızda onlar vardır. Ne acıdır ki bu halimiz değişmeyecek gibi. Artık bir kültür, edebiyat, sanat insanı olmanıza da gerek yok. Zulüm sırası salt vatandaşlara geldi dayandı. Sadece muhalif olmanız yeter. Muhalifseniz, her türlü hakaretle, baskıyla, şiddetle karşılaşabiliyorsunuz. Şiir, hikaye veya roman gibi eserler vermeseniz de kültür sanat, edebiyat insanı olmasanız da hak etmediğiniz cezalar alabiliyorsunuz. Barış çağrısı yaparken bile vurulabiliyorsunuz. Hele de bu topraklarda muhalif bir kadınsanız, aykırıysanız, yanlışları görüyorsanız, eleştiriyi seviyorsanız işiniz zor.

Bütün bunları unutmadan yeni yılları kutlayanlardanız. Karanlıktan ışık sağanlardanız. Her şeye rağmen umutluyuz. Her şeye rağmen dirençliyiz. Çünkü biz yurdumuzu ve insanımızı karşılıksız sevenlerdeniz.

2020 hepimizi çok üzdü. 2021'in gideni aratmaması dileğiyle ülkemin ve tüm dünya insanlarının yeni yılı kutlu olsun!