Demokrasi, eşitlik ilkesine dayanır. Kişiye ya da sosyal sınıflara, İktidara ya da muhalefete göre demokrasi olmaz. Sosyal durumunuz ne olursa olsun ister iktidar ister muhalefet ister ağa ister paşa. Kim olursanız olun, demokrasi karşısında eşit haklara sahipsiniz. Biz sandıktan çıktık diye demokratik teamülleri görmezlikten gelemezsiniz. İktidar olmak, ya da iktidarda kalmak ancak demokrasi ile mümkün olabilir. Amacım Kimseye demokrasi dersi vermek değil, böyle bir iddiam da yok. Herkes demokrasinin ne olduğunu ya da ne olmadığını benden iyi bilir. Ne vaki bu ülke demokratik yollardan gelip de anti demokratik yollara sapan iktidarları da gördü ve yaşadı. Şişli halkıda tıpkı Türkiye halkı gibi anti demokratik tutum ve davranış içinde olanlara, olmaya kalkışanlara pirim vermedi, bundan sonra da vermeyecektir.
Şişli Kent Konseyi Genel Kurulu geçtiğimiz pazar günü Nazım Hikmet Kültür Merkezinde yapıldı. Genel kurulda Av. Şükran Eroğlu ile İyi Parti Şişli İlçe Başkanı Ahmet Ünal’ın başını çektiği iki liste yarışmaya çalıştı. Demokratik haklar gereği herkes başkan adayı olabilir. Buna hiç kimsenin itirazı olamaz. Ancak! Demokratik hakların yanı sıra etik değerlerde vardır. Bu etik değerler demokrasi ile her ne kadar çatışıyor görünse de aslına bakarsanız demokrasi ile aynı doğrultuda devam eder. Bu noktada bir siyasi partinin ilçe başkanının Kent Konseyi Başkanlığına aday olması hiçte etik durmadığını burada belirtmek isterim. Öte yandan haktan, hukuktan, kardeşlikten, paydaşlıktan, birlikte yürümek gibi kavramlardan söz edenlerin seçimleri işari oyla yaptırmalarını da demokratik olmadığını büyük bir üzüntü ile görmüş bulunuyorum. İki listenin yarıştığı bir ortamda işari oyla seçim yapmanın demokratik teamüllere aykırı olduğu gibi dernekler kanununun seçimleri düzenleyen maddesini hiçe saymak anlamına geldiğini göz ardı etmemek gerekir. Gerçekten tek liste çıkmış olsa idi bu anlaşılabilirdi. Ama birden fazla listenin yarıştığı bir ortamda oylamanın gizli oyla yapılmasının yasal bir zorunluluk olduğunu, önlemlerin ve salon düzeninin buna göre yapılması gerektiğinde hiç kimse görmezden gelemez. Seçimlerin işari oyla yapılması ne yazık ki Şişli Kent Konseyi Genel Kurulunun meşruluğu ve yasallığına gölge düşürmüştür. Demokrasinin olduğu yerde ne dağ fare doğurur ne de fare dağ doğurur ne kazan ölür ne de kazan doğurur. Ama gelin görün ki bizim demokrasimizde bunların her ikisi de olmakta ve korkarım ki! Olmaya da devam edecektir. Gelin şu demokrasimizi bir gözü kör, bir ayağı topal, bir eli çot, bir kulağı sağır olmaktan kurtaralım.
Esasen Kent Konseyleri bütünüyle gönüllülük esasına göre oluşturulur. Buradan hiçbir kişi veya kuruluşun bir beklenti içinde olmaması gerekir öylede olduğunu düşünüyorum. Kent konseyleri icracı bir kuruluş değildir. Gönüllülük esasına göre hizmet üretirler. Asıl icracı kuruluş yerel yönetimlerdir. Kent konseyleri önerir, yerel yönetimlerde olanakları ölçüsünde söz konusu önerileri yaşama geçirirler. Siyasi çekişmeler nedeni ve Kent Konseylerinin demokratik yapıları gereği üretmek şöyle dursun toplanamadıklarını görmek bizleri hayal kırıklığına uğratmaktadır. Oysa Kent Konseyleri yerel yönetimler ve siyasiler yerine kentlerin sıkıntısını yaşayanların ağırlıkta olduğu bir yapıya büründürülmeleri hem yerel yönetimlerin işlerini kolaylaştıracak, hem de dağ fare doğurmayacak, ne kazan ölecek, ne de kazan doğuracak, demokrasi kazanacak.
Bizler buradan demokrasiye sahip çık sloganı ile demokrasimizi daha da güçlendirmeye çağırıyoruz. Gün bu gün, zaman bu zamandır. Herkesi şapkasını önüne koyarak ben merkezli politikalardan vaz geçip ortak yarar ilkesini benimsemeye davet ediyorum.
Fatih Mehmet Moray