Anasayfa
AH İSTANBUL! AHH!
Süheyla Bayrak
28 Temmuz 2020

İstanbul, kuruluşundan günümüze, tartışmasız dünyanınen güzel şehri.Coğrafi konumu nedeniyle de,yüzyıllar boyunca büyük devletlerin sahip olma isteklerini, hayallerini kamçılamıştır. Bu nedenle, şehrin, stratejik önemi de tartışılmaz.

 İstanbulhayallerin şehri, nice aşklara, destanlara, efsanelere zaman zaman savaşlara, işgallere neden olmuş. Sanatçılar,eşsiz güzelliği nedeniyle mağrur bir kraliçe olarak betimlemişler. Son yetmiş yıldır da, düzensiz göç nedeniyle talan edildiğinden,nefesi tükenmek üzere, güzel ama ihtiyar bir kadına dabenzetilmiştir. Ne olursa olsun! O her zaman çok değerli bir mücevher.

İstanbul, Yenikapı kalıntılarından sonra bilinen 8.500 yıllık tarihiyle, Roma, Bizans ve Osmanlı olarak, üç evrensel imparatorluğa başkentlik eden tek şehir. 1453 de Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedilmesiyle bizim oldu. Cumhuriyetten sora Başkentliği bitti.1930 yılında Atatürk tarafından, uluslararası Konstantinopolis olan adı yürürlükten kaldırıldı.

     İstanbul’un yakın tarihine geldiğimizde;10 Ağustos 1920 de imzalananSevr Barış Antlaşması sonucu Boğazları fiilen ve kanunen İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya temsilcilerinden oluşan, Boğazlar Komisyonu yönetecekti ve Türkiye’nin adı yoktu. Komisyonun, polisi, özel bayrağı,kendi bütçesi olacak, yasalar koyabilecekti. İstanbul ayrı bir devlet olacaktı. Kurtuluş Savaşı ve sonrasında 24 Temmuz1923 deimzalanan Lozan Antlaşması ile,Ayasofya, Sultanahmet ve diğer büyük camiler, Sakarya ve Büyük Taarruz savaşlarını da kazanan Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve askerleri sayesinde kilise olmaktan kurtuldu.6 Ekim 1923 de işgalciler, geldikleri gibi gittiler. İstanbul tekrar bizim oldu.

İstanbul için 6 Ekim günü en az diğer bayramlarımız kadar önemliydi. O zamanlar her şehrin kurtuluş günü tatil olurdu.Çoluk çocuk önce Fatih Sultan Mehmet’in türbesine gider, duamızı eder, Vatan caddesine yürüyerek gidip Resmi Geçit Törenine katılırdık. Çok görkemli olurdu. Uzun zamandır bayram olarak kutlanmıyor. Ama ben Türk Bayrağımı asıyorum. Halâ umut ile yetkililerden kutlama törenleri bekliyorum. Bir Bayrak asın bari!

İstanbul’da Büyük Ayasofya,kanunen zatencami durumunda idi. Zaman zaman Türkiye’nin gündemine oturan muhteşem mekân,günümüz yetkililerince incelendi, ihtiyaç görüldü vekarar alındı.Tekrar Ayasofya Camii oldu. İlk namaz! kılındı. Ancak bir Tarih profesörü, Ayasofya’daki tüm eserlerin sökülmesini istedi. “Camide fahişe olur mu? Ayasofya, fahişe Zoe’ninsergilendiği, dünyadaki ilk cami olacak.“ dedi. Sayın Tarih profesörüm, bildiğiniz gibi o mozaikler, değişik dönemlerin Tasvir Sanatları’nı yansıtır ve tarihe ışık tutar. İmparatoriçe Zoe ’nin başının üzerindeki yazıda “Çok Dindar AgustaZoe” yazmaktadır. Cami düzenlemeleri veZoe’nin çok dindar! olması, dindar bir Profesörü ikna edemediyse, tüm mozaikler ve diğerleri yok edilse bileZoe, kafanızı kurcalayacak gibi.

İstanbul Sözleşmesi de benim kafamı kurcalıyor. Avrupa Konseyi Sözleşmesi,11 Mayıs 2011 de İstanbul’da imzaya açıldığı için,” İstanbul Sözleşmesi” olarak anılmaktadır. Tüm dünyanın “Güçlünün güçsüzü ezmesi, yok etmesi, Kadın-Erkek eşitsizliği”gibi, ortak sorunlarına çözüm arayan sözleşmeyi, ilk imzalayan ülke Türkiye’dir. Ne değişti de? İmza geri çekilmeye çalışılıyor.  Kadın Cinayetleri, Taciz,Tecavüz, Şiddet, İstismar giderek artıyor iken.

Sözleşmenin devlete yüklediği çok önemli yükümlülükler var. Kısaca*Taraf devletler, silahlı çatışma durumunda bile sözleşme geçerliliğini korur ve garanti altına alır.* Ev İçi Şiddet; aynı evde yaşasın veya yaşamasın, mevcut veya eski eş, ya da partner (kadın veya erkek) arasında yaşanan her türlü şiddet anlamındadır. Şiddeti gerçekleştiren ister eşi, ister babası, ister patronu olsun, şiddeti önlemenin, cezalandırılması, zararın tazmini, yükümlülüğü devlete aittir.*En önemlisi; Taraf Devletler, sözleşmenin denetim mekanizmasıile, etkili şekilde izlenmektedir.

  Güzel İstanbul! Ahh! Senin adını taşıyan sözleşmenin raporlarına göre, Türkiye’nin notu çok düşük! Umudum; Belki salim kafayla tekrar gözden geçirirler.

 Çünkü “İstanbul Sözleşmesi Yaşatır.”