Anasayfa
Merhaba!
Mehmet Ataman
20 Subat 2020

Tarihi, Milattan Öncesine dayanan, çok farklı uygarlıklara beşiklik eden,Bizans'ın ve Osmanlının en renkli dünyasının yanı başında yeşeren; Bin Dokuz Yüz Elli Dört'ten beri İstanbul'umuzun en güzide ilçelerinden, Hürriyet'in ve ilerlemenin beldesi, Kurtuluş'un simgesi, Milli Mücadele'mizin ilk kıvılcımının çakıldığı bu güzel ilçemiz Şişli'nin, şirin gazetesi; Kentim Şişli'deki; "Düşün Pınarı" köşesinden merhaba!

Geçmişinde; çocuk hastanesi, elektrikli tramvay, spor kulübü, stadyum, bira fabrikası gibi kurum ve kuruluşlarıyla ilkleri barındıran, neşeli gündüzlere, renkli gecelere sahiplik eden Şişli'mizden merhaba!

Tiyatrolar, sinemalar, müzeler, kültür merkezleri, spor ve kongre sarayları sergi salonlarının merkezi beldemizden merhaba!

Her kökenden insanımızın bulunduğu, her inançtan dostlarımızın olduğu, sevinçte ve tasada birleştiğimiz, farklılıklarımızla zenginleştiğimiz, evimizden, caddemizden, sokağımızdan, mahallemizden merhaba!

Şanslıyız; Şişlili olmak gerçekten bir ayrıcalıktır. İstanbul'umuzun en güzel, en neşeli, en canlı, en uygar ilçelerinden birinde, yaşama şansını elde etmek az bir ayrıcalık

değildir. Elbet, her ilçenin, en az Şişli kadar yaşanılır olması genel talebimizdir. Bütün bunların yanında, Şişli'mizin mahalleleri arasında, sosyo ekonomik ve kültürel farklılıkların olduğunun, eş değerde fırsat eşitliğinin bulunmadığının da farkındayım. Her şeyin güllük gülistanlık olduğunu ise hiç söyleyemem. Ancak bütün bunlar başka bir yazı konusudur.

Değerli, Kentim Şişli Gazetesi okuyucuları. İmtiyaz sahibi, Sevgili Saime Oğuzhan; "Aiemize katılmak ister misiniz?"diye bir soru yöneltince, bana da; "Neden olmasın!" yanıtı kaldı.

Mahalli bir gazete çıkarmanın zorluklarını biliyorum. Geçmişte uzun yıllar mahalli bir gazetede köşe yazarlığı yaptım. Gazete imtiyaz sahiplerinin, gazetelerini yaşatmak için verdikleri mücadeleye çok yakından tanıklık ettim. Bu nedenle, "çorbada tuz" hikâyesi kalem oynatmaya karar verdim. Zaman zaman Gazetemizin sayfalarında siz, değerli okuyuculara konuk olacağım. Dağarcığımdaki düşünce kırıntılarını açığa çıkartarak, yeni şeyler öğrenerek, öğrendiklerimi paylaşarak, geçmiş veya güncel temalı yazılarımla, dakikalarınıza ortak olacağım. Kimi zaman mahalli, kimi zaman ulusal, kimi zaman evrensel boyuttaki sorunlarla ilgili suya sabuna dokunacağım.

Dünya küçüldü. En ücra köşedeki acıyı veya sevinci anında hissedip yaşayabiliyoruz.

O halde yaptıklarımız, söylediklerimiz, yazdıklarımız sadece kendimizi bağlamıyor. Bireyin kamuya açık tutunduğu her tavır, tüm insanlığı ilgilendiriyor. Her davranışımızı, söylemimizi aklın ve bilimin süzgecinden geçirerek, barışa, kardeşliğe, dostluğa katkı sunacak tarzda sergileyebilmeliyiz. Buna uygun davranış modelleri geliştirebilmeliyiz. Küçülen dünyada; "Bana ne!" deme şansımız yok. Bu doğrultuda; çağdaş değerlere bağlı, demokratik,lâik,sosyal hukuk devletini işler kılabilecek bir yönetime kavuşmak amacıyla; dileklerimi, istek ve arzularımı, önerilerimi, duygu ve düşüncelerimi kaleme alacağım.

Aydınlanma Devrimi'ni, M. Kemal Atatürk sayesinde yaşayabilen şanslı bireyleriz. Bunun bilincinde olarak, onun hedef gösterdiği çağdaş uygarlığın da üstüne çıkabilmek için üzerime düşeni bu güne kadar yapmaya çalıştım. Bugünden sonra da her yerde olduğu gibi, burada, bu köşede de elimden geldiğince yapmaya devam edeceğim. Kalemimi, Aydınlanma Devrimi'nin ışığının sönmemesi için gerektiği şekilde oynatacak, bize emanet edilen, doğal, ulusal ve  toplumsal değerleri yaşatmak için mücadelemi sonuna dek sürdüreceğim.

Elbette eleştirenler olursa, onları da severek okuyacak, dikkate alıp yararlanacağım. Bazen de zülfü yare dokunacağım.

Şu anda, bu satırları okurken, bir yandan da; "İyi de sen kimsin, be kardeşim?" dediğinizi duyar gibiyim.

Bin Dokuz Yüz Doksan Yedi'den beri Şişlili olan, emekli bir öğretmenim. Emeklilik sonrasında, şiir ve romanla boğuşmaktayım. Yayımlanmış yedi şiir kitabım ve bir romanım var. Şu aralar bir şiir, bir romanla savaşımı sürdürüyorum. Umarım, bu satırları okurken paylaştığımız dakikalarınıza değmiştir.

Bitirirken de merhaba!