İnsan fıtratının en inatçı ve zalim özelliklerinden biri, farklı olan insana karşı nefret hissetme kapasitesinin yüksek ve hep tetikte olmasıdır.
Ve maalesef günümüz içinde yaşadığımız dönemimizin de en acı gerçeklerinden bir tanesi şudur ki, insanların mensup oldukları gruplara ve her konudaki şahsi,fikir ve tercih haklarına göre farklı,ayrıştırıcı ve itici davranmak için en ufak bir sebep veya işareti yeterli bulabilmektir.Ön yargılar,insanları birbirlerinden uzaklaştırmak için cehaletten doğmuş zararlı hislerdir.
Âdil ve tarafsız bir insanı bile taraf tutacak hale getirecek en önemli örnek model, ön yargı ve bencillikle beslenen karakterlerdir. İnsan karakterindeki grup sahiplenme hissi olabildiğince sağlam ve kuvvetlidir. Kendi tarafını ve grubunu diğerlerine karşı koruma hissi beyin yapısında yer etmiştir.Tüm dünya üzerinde ön yargının kaynakları öncelikle inançlar ve mezhepler, ideolojik düşünceler,siyasi tercihler, cinsiyet ayrımcılığı,klasisizm,yasam tercihleri, homofobi, yetişme yargı ve sosyoekonomik gibi sebep ve nedenlerden oluşmaktadır.Bu sebep ve nedenleri takiben asıl ve gerçek olan şudur ki aile toplumu oluşturur ve toplumun ilk ve geçek kökeni ailedir.Ailenin ön yargısız olması da toplumun ön yargısız olmasını oluşturur.Bir anne ve babanın insanlar hakkında olumsuzluğa neden olacak sözler sarf edip davranış ve tutumunu o yönde sergilemesi çocuğun bilinçaltında bu duygunun yerleşmesine sebep olmuştur.Ve bununla beraber çocuk büyüdükçe bu defa devreye medya giriyor.Medyanın etkisinde ön yargı algılarının ve bağımlılığının oluşması da çok etkilidir.Özellikle medya yayınları sürekli sağlıksız reklam ve filmlerle bilinçaltımıza yaş sınırı gözetmeksizin bu hissi ekebilmekte başarılı olmaktadır.Dolayısıyla bu konuda aileler daha bilinçli olmalı ve çocuklarına her insanın eşit haklara sahip olduğunu ve buna anlayış ve saygı göstermesi gerektiğini ısrarla ve sürekli anlatmalıdırlar.Tabii ki ebeveyn dikkati olumsuz hislerin yani ön yargı oluşumunun tamamen oluşmamasını,oluşmuş ise bunun bitmesini bitmek amaçlı olmalıdır.Dünya üzerinde çok büyük ve sinsi ve egoist politikalarda bu yöntemlerle gerçekleştirilmektedirler. Başkalarının açtığı ön yargı izinden gitmek mecburiyetinde ve o hakkımızı onlara vermek zorunda olmadığımız bilincini de her daim taşımamız ve bunu kendimizi hatırlatmamız gerekiyor. Zihniyetimizin ve hislerimizin bu şekil empoze gibi ön yargıların esareti altında ise,hiç bir zaman gerçekleri göremeyiz.
Kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim'de de " Hislerinize uyup,adaletten sapmayın"(NİSA-135) buyrularak ön yargısız bir zihniyetle yaşam yolu gösteriliyor.Hayatı analiz ederken de başkalarına leke sürmeden,her alanda mücadelemize ve yolumuza devam etmek,geleceğimiz için en sağlıklı ve faydalı karar olacaktır. Bizlere olumsuz sonuçlar yaşatan bu zararlı hissin nedenlerini sizlere bir Ön yargı kesinlikle insanların hayatlarını bozan ve toplumun birlik ve düzenini bozan bir davranış şeklidir. Anlaşmamazlıklar, rekabetler, aşırı ve gereksiz hırslar, sınıflandırmalar, tartışmalar, düşmanlıklar ve gruplaşmalar gibi nedenlerden dolayı yaşanmaktadırlar. Bu nedenle her daim bu duygulardan uzak durmak ve kendimizi arındırmak mecburiyetindeyiz.Öncelikle hepimiz bu olumsuz hisleri az veya çok zihnimizde bulundurduğumuzu kabullenmeliyiz.Ve insanın bu histen arınabilmesi ve kurtulması için özellikle kendisinin mücadele çok önem arz etmektedir.Bu his alışkanlığından kurtulmayan hiç bir şahıs başka bir şahısı asla anlayamaz.Bu gibi durumları kendi yöntemleriyle aşamayalar terapistlerden, psikiyatristlerden destek almalıdırlar. Kibirli ve peşin hükümlü olmak , sürekli mutsuz, gergin, huzursuz ve başarısız olmaktır. Daha verimli, daha başarılı, mutlu bir toplum ve herkesi kucaklayan bir dünya için niyet ve taahhüt ederek yarınlara kucak açıp, geleceğe temiz zihniyetli ve hoşgörüyü barındıracak yüreklere sahip bir nesil bırakabiliriz. Ön yargılardan kurtulup birbirimizi sevip ve sevilelim. Sevgi, saygı hoşgörü ve anlayış insanların birbirini anlayabilmesindeki en sağlam prensiptir. Bu kural ve prensiplerimize prangalar vurulmasına müsaade etmeyelim. Birbirimize değer verip ve her anı değerinin mutluluğunu yaşamak varken, birbirimizi üzmek ve kırmaktan vazgeçmek hepimizi bahtiyar edecektir. En büyük dileğimiz gelecekte toplumumuza ön yargısız bir zihniyete sahip hoşgörülü bir nesil bırakmak temennisiyle siz muhterem okuyucularıma en kalbi saygı ve sevgilerimi sunuyorum.