Anasayfa
FİLİSTİN
Mehmet Ataman
13 Ekim 2023

Dünyanın hiçbir yerinde halklar birbirinin düşmanı değildir. Egemenlerin çıkarlarının bir gereği olarak, halkların bünyesine aşılanan düşmanlıklar sonucu ortaya çıkan ayrışma ve çatışmalar sadece o egemenlerin işine yarar. Ayrışma ve çatışmalarda en kullanışlı iki unsurdan biri ırk, bir diğeri de dindir. Gerek ırkçılık, gerek dincilik çağımızın vebası gibi kullanılarak halklar birbirine kırdırılıyor. Silah tüccarları ve sermaye sahipleri kazanıyor. Dünyanın en zengin ailelerinden halen dünyadaki merkez banklarının pek çoğunun sahibi ve dünyada dolaşımdaki sermayenin egemen ailelerinin fertlerinden biri olan Jakop Rothschid; “Fakirler bir gün Cennet’in var olmadığını öğrenirlerse dünyayı idare edemeyiz,” sözünü boşuna söylememiştir. 21. Yüzyılda çatışmaya giren halklar ne uğruna savaşırlarsa savaşsınlar; hiç farkında olmadan Rotschid’ler, Rockefeller ve benzeri büyük sermayedarları kazandırırlar.

Bütün bunları söylerken manevi değerlerin önemi yok demek istemiyorum. Elbette manevi değerler çok önemlidir. Ancak bu değerlerimizi korurken; savaşı değil, barışı öncelemeliyiz. Çünkü savaş egemenleri kazandırırken, barış egemenlere kaybettirir.

Bugünkü dünyanın çok acil olarak demokrasiye ihtiyacı var. Barışa ihtiyacı vardır. Çünkü “Çanlar hepimiz için çalıyor.” Salalar hepimiz için okunuyor. Özellikle yaşadığımız Orta Doğu bataklığı her an bizi de içine çekebilir. Çok akıllı bir politika izlememiz gerek. Rusya-Ukrayna ve Hamas-İsrail çatışmalarında bugüne kadar iktidarın tutumu iyiydi. Ancak bugün “Reiz’in” çıkışları ürküttü. Zira Hamas’tan yana bir tutum takınır izlenimi verdi. Hamas bir terör örgütüdür. Filistin halkının mazlumluğu onu aklamaz. FKÖ’ye rakip olarak kurdurulmuş ve kullanılmıştır. Tıpkı El-Kaide gibi. Elbette ki, mazlum ve ezilen Filistin halkının yanındayız. Ancak İsrail’in terörist tutumu Hamas’a terörist olma hakkını vermez. Sınırı geçip, zavallı, dünyadan habersiz çoluk çocuğu katletme hakkını hiç vermez. Onun yaptığı teröre karşılık İsrail’in de zavallı Gazze halkının başına bomba yağdırma hakkı olamaz.

Bugünkü dünyada haklı veya haksız savaşan her iki kesimin halklarından masum; çocuklar, kadınlar, yaşlılar, eli silah tutamayan insanlar ölüyor. Yazık oluyor! Hiçbirimiz doğarken ırkımızı, inancımızı, kültürel ve manevi değerlerimizi seçme özgürlüğüne sahip değiliz. İster istemez içine doğduğumuz toplumun değerlerini benimsiyoruz. Doğduğumuz coğrafyaya vatan diyoruz. Kutsalımız olarak kabulleniyoruz. O halde her bireyin; her türlü manevi değerleri kutsaldır. Herkes, her bireyin değerlerine saygılı olmak zorundadır. Aksi; gözyaşı, kan ve katliam getirir.

21. yüzyılın ilk çeyreğini de deviriyoruz. Savaşlar çağımıza yakışmıyor. Emperyalistler, gıda ve sağlık üzerinden sömürdükleri dünya halklarını bir de eski çağların değerleri üzerinden savaştırarak yok ediyorlar ki bu kabul edilemez. Mevcut Birleşmiş Milletler’in yapısıyla dünya barışının sağlanamadığı ortaya çıktı. Yepyeni bir düzene gereksinim var. Evrensel insan hakları ve uluslararası hukuk kuruluşlarının    yeniden biçimlendirilerek devreye sokulması gerekir. Mevcut biçimleriyle hiçbir uluslararası kuruluş bağımsız değildir. Her biri ABD’nin arka bahçesi konumundalar. Bu durum acilen değişmelidir. Böyle giderse insanlığın canı daha çok yanacak!