Sevgili dost, güzel insan, değerli başkan,
Biz, seni en baştan sevdik. Birilerinin kaset sonucu geldiğini söylemesi, bir proje olduğunuzu iddia etmeleri hiç doğru değildi ve biz hiçbirine inanmadık. Biliyoruz ki siz bulunduğunuz koltuğu fazlasıyla hak ettiniz. Sayın Baykal’ın bir komplo ile bertaraf edilmesi sonrası en iyi seçenek sizdiniz ve biz, sizi o dönem bağrımıza bastık. Sizi anlamayanlar utansın. Çağdaş demokrasilerde el üstünde tutulması gereken bir lidersiniz. Sizde Erdal’ın nezaketi, Ecevit’in dürüstlüğü, İsmet Paşa’nın sabrı var.
Evet, çok seçim kaybettiniz; ancak bu durum sizin eksik olmanızdan değil, sosyo-kültürel yapımızla olan siyasi uyuşmadığınızdan kaynaklandı. Sizi sorgulayan soruların tümüne verilecek akıllı ve mantıklı yanıtlarımız var. Son yenilginizi de anlıyoruz: Kötülükle ve yalanla, sahtekârlıkla başa çıkamadınız. Sahte kasetlerle baş edemediniz. Devlet olanaklarına karşı geliştirdiğiniz alternatifler yetersiz kaldı. Haksız, hukuksuz ve vicdansız bir yarışta geri düştünüz. Evet, üç-beş kuruşa oyunu satanlara yenildiniz. Güvendiğiniz kitle örgütleri ve diğer demokratik kitle örgütlerinden gerekli desteği alamadınız. İttifak yaptığınız siyasi partiler gerekli çalışmaları yapmadılar ve beklenen desteği vermediler.
Evet, siz hep dürüst kaldınız. Ahlaklı kaldınız. Namuslu ve ahlaklı duruşunuz tarihe geçti. Devlet adamlığınız, sağduyunuz, sabrınız ve anlayışınız kayda değerdi. Bunlar demokratik tarihimize altın harflerle kazındı. Hatalarınız olmadı mı? Elbette oldu. Siyasette bunlar var. Her şeye rağmen sizi çok sevdik. Hala da seviyoruz. Siz, bizim onurumuz ve gururumuz oldunuz. Sizinle birlikte umutlandık ve heyecanlandık. Siz tam da bizim gibi yaşayan halktan birisiniz. Ancak bu toplumun siyasi ölçütleri sizin siyasi ölçütlerinizle tam uyuşmuyor. Zira siz kavga yapamıyorsunuz, sövemiyorsunuz, ikiyüzlülük yapamıyorsunuz, kayıtsız para harcamaları yapamıyorsunuz, sahte kasetler üretemiyorsunuz. Haksızlık karşısında sesinizi yeteri derecede yükseltemiyorsunuz. Halkı sokağa davet etmiyorsunuz. Elinizi yeterli derece sert masaya vuramıyorsunuz. Size hakaret edenleri bile affediyorsunuz. Bütün bu mütevazi duruşunuz, karşı taraftan zayıflık, veya zavallılık olarak algılandı ve algılanıyor.
Bütün bu sebepler ve daha onlarca gerekçeden dolayı yenileşmenin önünü açın. Artık fahri genel başkan olun ve partiye abilik yapın. Yerinize genç, dinamik, kültürel anlamda değerleri olan kavgacı ve dinamik bir lideri önerin. Partimizi gençleştirin. Yeni isimleri müsabakaya katacak, eskilerden yararlanılacak, her kesimden asgari fayda sağlayacak bir sistemi yürürlüğe sokun. İnanın şu an sevildiğinizden çok daha fazla sevileceksiniz. Ne olur ülkemizin geleceği adına egolarınıza ve hırslarınıza yenik düşmeyin. Son seçimlerdeki yenilginizden hem içe dönük hem de dışa dönük olumlu ve faydalı sonuçlar doğuracak değerlendirmelerde bulunun. Değişimin önünü açın. Açmakla kalmayın, değişimi yönlendirin. Bu kez ki yenilginizden iyi sonuçlar doğsun! Kalın sağlıcakla. Selam ve saygılar…