6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli iki deprem üzerinden üç ayı aşkın zaman geçti..
Bu büyük felaketin ardından sadece şehirlerde yıkımlara neden olmadı. Aynı zamanda kişiler üzerinde psikolojik olarak da derin etkiler bıraktı. Depremzedeler, arama kurtarma çalışanları, görevliler ve tüm yaşananları dışarıdan izleyen insanlar herkes bu durumdan olumsuz etkilendi. Ve ne yazık ki insan böyle bir felakette çoğunlukla yalnız kalır. Baş başadır. Yalnızlıktan kastettiğim tek başına değil, yakınlarıyla da yalnız kalır bir arada. Ama aynı zamanda bir çaresizlik yaşar ve sonrasında yaşanan yardımların geç gelmesi, yardımların yeterince ulaşamaması ya da insanların bu beklenti sırasında kendilerini tek başına hissetmesi ile başlayan bu durum engellenebilir bir durum. Ama etkilenenler şunu da sorarlar öncesinde buna ilişkin bir şey yapılamaz mıydı? Bu anlamda da tabii ki yeterli bir hazırlığın olmaması insanların ruhsal olarak güvende hissetme bağlamında kendilerini daha fazla çaresiz hissetmeye neden oldu. Güven yoksunluğu, inkar başlangıcı, öfke, belirsizlik vs bir sürü o andan itibaren aşamayacağı duygu dizilimleri yaşadı insanlar.
Kadınlar…
Kadınların var olan bakım emeği depremle birlikte kat be kat arttı. Çadır kentlerde kendileri dışında
Çocuk yaşlı ve birlikte kaldıkları ailelerin sağlıklı koşullarda yaşamasını var olan ve olmayanla sağlamaya çalışıyorlar. Bütün gün sürekli etrafındaki insanlara bakmak zorunda kalıyorlar, kendilerini ihmal ediyorlar. Kentler boşaldığı için güvenli alanlarda değiller. Ve ne yazık ki mmevcut toplumsal cinsiyet eşitsizliği içerisinde bir de depremin açığa çıkardığı daha özgün sorunlarla mücadele ediyorlar. Şiddet gördükleri erkeklerle aynı çadırı paylaşmak zorunda kalıyor. Ve bu şiddet karşısında kadınların başvuru mekanizmalarının olmadığı bir gerçek var.
Deprem bölgelerinde gönüllü çalışan kadınlar, bölgedeki kadın gönüllü sayısının artması gerektiğinin altını çiziyor: “Kadınların ihtiyaçları deprem bölgelerine gönderilse de çoğu zaman kadınlar kendilerine ait istek ve ihtiyaçlarını dile getirmekten çekiniyorlar ve bu da başlı başına bir sorun haline geliyor. Tuvalet ihtiyacının her geçen gün daha da büyük bir sorun haline geldiği bölgede vajinal ve idrar yolları enfeksiyon hastalıkları yaşanabiliyor”. Adet dönemlerinde göz ardı edilen ped ve temiz iç çamaşırı ihtiyacı özellikle kadınları hastalık riskine açık hale getiriyor. Bunun yanında hamile ve yeni doğum yapmış kadınların hijyenik ürün ihtiyacıda bir o kadar önem arz ediyor.
11 ilin yer aldığı bölgenin kadınları “Büyük acılar içindeyiz, bunun da altından kalkarız. Ancak destek gerekiyor” diyor. Çadırlarda ağır yükü sırtlanan, travma yaşayan çocuklarını avutmaya çalışırken kayıplarının yasını tutan bölge kadınları büyük bir dirayet içinde yeniden ayağa kalkmak için çabalıyor.
Kayıpları geri getirmek mümkün olmasa da yaralarımızı ancak dayanışma halinde kalmayla sarabiliriz.
Bölgedeki ekonomik faaliyetler durma noktasına geldiğinden özellikle kadınları tekrar ayağa kaldırmak, iş hayatına dahil etmek için hepimize çok iş düşüyor.
Depremde zarar görenlerin istihdamında, devletin vergi teşviklerinde bulunması, SGK işveren paylarında indirim ve destek uygulamaları işverenler için önem arz etmekte. Bölgedeki kadınların, üreticinin umudunu yeşertmek için onlara alanlar açılmasını ve yeniden üretir hale getirmelerini sağlayacak alanlar oluşturulmalı.
Diğer yandan bölgeye deprem anından itibaren yurdumuzun her yanından el ele omuz omuza büyük bir birlik ve beraberlik çatısı altında yapılan yardımlar elbette çok önemli, insanlar elinde olanı olmayanı ne varsa gönlüyle, gece gündüz beden gücü ile hizmet ederek ortaya koydu ve hala da yardımlar sağlanmakta. Fakat ülkenin ekonomik durumu da ortada Devleti yönetenler insanlarda hal bırakmadı. Herkesin alım gücü düştü yaşam standartları dibe vurdu, nitelikli fakirlerin sayısı çoğaldı barınma ve temel ihtiyaçları karşılamakta artık büyük bir kesim zorlanmakta. Hal böyle olunca deprem bölgesine yapılacak yardımlarda kesilmeye başladı herkesin derdi kendine oldu. Kişi kendi yaşamını idame ettirmekte zorlanıyorsa başkasına nasıl fayda sağlayabilir?
O yüzden mevcut hükümet sosyal devlet olma yükümlülüklerini yerine getirmeli tüm imkanlarını yurdunun insanlarına sağlamak için seferber etmeli. Çirkin siyaset peşinde karalamayla, ötekileştirme ile buraya kadar olacağını ve buna artık insanların tahammül etmeyeceğini anlamalı. İnsanlarına hakaret etmeden, ayrıştırmadan bu cennet vatanı cehenneme çevirmeden, kendi menfaatleri ve çıkarlarına ve yandaşlarına göre muamele etmeden bir an evvel sosyal devlet olma sorumluluğunun bilincinde yaraları sarıp insanca yaşama hakkını teslim etmeli yurdum insanına.
Ben, insanların bu yaşanan felaket sonucunda bir çok şeyin farkına vardıklarına ve daha güçlü bir şekilde seslerini duyurabildiklerine inanıyorum. Umud ediyorum ben de bir çokları gibi bahar gelecek memleketimin dört bir yanına, yeniden umutla güne merhaba diyeceğiz ..