Anasayfa
İş Güvenliği Ve İkarus Sendromu
Dilek Özdemir
12 Eylül 2019

Günlerden bir gün Tanrılar Atina’nın en meşhur ve en iyi mimarı Daidalus ve oğlu İkarus’un cezalandırılmasına karar verirler.

Ve tanrı Minos, Daidalus  ve oğlu İkarus’u bir kuleye kapatır. Daidalus, oğlunun ve kendisinin kuleden kurtulabilmesi için balmumundan ve kuleye kendilerini ziyarete gelen güvercinlerin tüylerinden bir çift kanat yapar. Yaptığı bu kanadı İkarus’a takar. Ve İkarus’a bu kanatlarla ne çok yüksekten ve ne de çok alçaktan uçmamasını tembihler. Çünkü yüksekten uçarsa güneş balmumunu eritip yakar, alçaktan uçarsa deniz balmumunu nemlendirir demiştir.

Ama özgürlüğün ve uçmanın büyüsüne kapılan İkarus, babasının söylediklerini unutarak yükselmiş yükselmiş ve güneşe yaklaşmıştır. Güneş ise, İkarus’un kanatlarını tutan balmumunu eritmiş ve kanatları kopan İkarus, Ege Denizi’ne düşerek ölmüştür.

İşte psikolojide buna İkarus Sendromu denir. Özellikle pilotlar ve motosiklet sürücülerinde görülür.

İkarus Sendromunda kişi, kendisine fazlaca güven duyarak, yaptığı tehlikeli işte gerekli güvenlik önlemlerini almadan aşırı riske girmektedir.

Oysa başarıyla, tecrübeyle o güne kadar her hangi bir ciddi problem yaşanmaması o güne kadar alınan kararların olumlu sonuçlanmasıyla oluşan güvene bağlı olarak risk almak her zaman olumlu sonuçlanmaz.

 

İşte tam da bu noktada maalesef Türkiye’de hem işverenin ve hemde çalışanların yoğun bir İkarus Sendromu yaşadığını söylemek hiç de yanlış olmaz.

İnşaatlarda, atelyelerde, fabrikalarda hiçbir güvenlik önlemi alınmadan çalışılması bunun bir kanıtı değil mi. ?

 

***Bana bir şey olmaz.

***Biz bunu hep böyle yapıyoruz.

***Yıllardır aynı işi yapıyoruz hiçbir şey olmadı .

İşte bu ifadeler İş Güvenliği konusunda hem işverenden hem de çalışanlardan sık sık duyduğumuz cümleler.

 

Tam da bu noktada devreye iş güvenliği uzmanları ve iş yeri hekimlerini bir çatı altında toplayan OSGB (Ortak Sağlık Güvenlik Birimleri ) ler giriyor. Yeterli donanıma sahip bir OSGB şunu bilir ki, iş kazalarının %78’i insandan kaynaklı olarak oluşuyor. İşte bu nedenle insanı eğitmek ve en çok zamanı buna harcamak gerekiyor. Üstelik bu, standart bir iş güvenliği eğitimi değil, her sektör için ayrı ve o sektöre özgü risklerin ortadan kaldırılmasını hedefleyen bir eğitim planlaması yapılmalıdır. Ve bu eğitim tamamen davranış odaklı bir eğitim olmalıdır.

İşletme içerisinde planlama, örgütleme, koordine etme ve denetleme yetkilerine sahip tüm yönetim kadrolarındaki bireylerin, davranış odaklı iş güvenliği eğitimi sürecine olan inancının ve bağlılığının sağlanması, bu sürecin alt kademelerde de uygulanabilmesi ve sürdürülebilmesinin başlıca nedenidir

Bir dahaki yazımızda davranış odaklı iş güvenliği eğitiminin detayları hakkında bilgilendirme yapacağız. 

İş kazasız günler dileriz.

Av. Dilek Özdemir Bayram