Anasayfa
ÇOCUKLUĞUN ANAYASASI
Hasibe Boztepe
24 Ekim 2022

Kim sever ki küçüğüm plastik umutları,

Pazartesiden bozma pazarları?

Hiçbir ıslık taklit edemez bir kuş sesini.

Metal topraklara gömme yüzünü,

Bak, bir balığın solungacında yüzüyor dünyanın ayak izi.

Ellerini ver, eller büyütür sevgiyi.

Birazdan, deniz denizliğini yapar nasıl olsa!

Susarız.

Sen şimdi tüm çiçeklerin adını say,

Gün bahar olunca… Giderayak sazlıkların arasından,

Havalanır bir güvercin gözlerinin yeşiline.

Gülersin, güldüğünün adı bayram…

Seversin, sen sevince değişir devran.

 

Yıldızların evi, yalıtılmış bir gökyüzü değil küçüğüm,

Hep söyler bunu gerçeküstü masal anlatıcıları.

Gölgede kuruyan gözyaşı iflah etmez adamı.

Yağmur, hüzün, o şarkı…

Dar gelir sıradan bir takvime ömrün.

Öğrenirsin sen de zamanla suların yıkadığı şeyleri.

Hiçbir ateş yakmaz insanı ilk günkü gibi.

Dünya döner,

Döner baş döndüren bir hızla çember.

Bir yolu bulunur nefes almanın.

Bulursun sen de.

Bir karıncanın toprağı eşelediği akşam vaktinde.

 

Karanlığa bir ışık yakan bulunur mu ki bilmem  küçüğüm?

Ekşi insan kokuları havaya karışırken.

Ah! Her şair korkar, ölümünden önce ölmekten.

Kışları buruşturup atan bir el gördüm, minnacık ve beyaz.

Kuşlardan önce kanatlanan uçurtmalar bildim sonra.

Söyle türkünü avaz avaz…

İçimizde kımıldanan şeyler, insan yapar bizi.

Çoktum, koştum, koştum… Azaldım biraz.

Bir balığın sesini duyamadım, bir karanlığın.

Bu yüzden bahar… Derim de başka bir şey demem.

Kim bilir belki günün birinde,

Baharın adı, sen olursun, sen…

 

Küçüğüm, vaktinden önce büyüme emi!

Zamansız büyümek küçültür seni.

Gökyüzüne merdiven kursan da basamak basamak.

Kuşlar hep göç eder,

Su akar, yolunu bulur daima

Ardışık bir güneş takvimidir yaşamak.

Yaşa, her çiçekten bal devşirene dek.

Sev; çünkü sevmek, yaşamaya denk.

“Güzel şeyler çabuk biter.” Dese de şair,

Dinle kalbinin sesini; ki, o umudun evidir.

 

Yollar yürümekle tükenmez küçüğüm,

Bir kapı kapanır; açılır diğeri.

Gel gidelim; gitmek sil baştan başlatır her şeyi.

Bir şarkıyı başa sarar; yeniden yazar bir şiiri.

Durma, bu ellerden baba olur,

Saatini taze bir ekmek kokusuna kur.

Düşelim yola, horozlardan önce uyandığımız bir sabah.

Senden daha güzel gülen bir çocuk yoktur başka ülkede.

Demem o ki, sıla da bir gurbette, gülmesini bilene!

Gel, yarın diyelim, tutunduğumuz her hayale.

Gidelim, gülelim ve yarın olsun.

İnan küçüğüm inan, benden önce kendine,

 Her hikâye bir kahraman doğurur,

Yel değirmenlerinin ayak izini sür, bir tırtılın.

Ara, mutlak vardır senin de yolun.

 

Hiçbir insan kötü doğmaz küçüğüm,

Kan mevsiminde, mahşer yağarken gökyüzünden yalaş bulaş, irin rengi….

Bir celladın gölgesi düşer suya, toprağa, bir çocuğun ilk adımına.

Güneşi kurşunlayan eller kurusun!

İnsan olan kıyar mı kundaktaki umuda?

Oy çimdikleyin anneleri, görmesinler bir kaktüsün bile ölümünü.

Annelerin kalbinden doğar barış, tıpkı çocuklar gibi.

Sen iyiliğe sür atını, güzel şeyler düşle,

Mavi de, masal de, özgürlük de.

Korkular sonradan öğrenilir,

Kaldır başını, göğe bak, bin kuş sürüsü umut…

Söylediğim ninnilere inat, uyuma şimdi!

Uyuma, uyuma ve bir düş tut.

Dünyayı çocukların düşleri kurtaracak, yeniden kuracak elleri.

İnsan buna inanmasa küçüğüm, dünyaya sığabilir mi?

 

Ah küçüğüm, sen ne büyüksün!

Ve ben nasıl çoğum, özüm, birim seninle.

Panayır yerleri gibi cümbüşüm, cümbüş…

Avuç avuç denizim, katar katar yağmur.

Durma, gül… Gülmezsen, gün ikindi mi olur?

Çiçeklere su ver, bir şarkıya ses…

Çocuklar çağırınca gelir bahar.

Aç ellerini, gel, gökyüzüm ol.

Seveyim, sevileyim, sevinelim.

Anne de bana, de ki… Ben o günü bayram bileyim.

Uyu da büyü, tıpış tıpış yürü.

Yürüme hatta koş, koş küçüğüm, yarınlar senin!

Yaz çocukluğun anayasasına yaz madde bir…

Çocuklar bu dünyanın yegâne sahibidir.