Anasayfa
ZAM + ZAM + ZAM + ZAM …
İnci Kaya
07 Nisan 2022

“ZAM ZARURET HALİNE GELDİ”

İBB Genel Sekreteri Can Akın Çağlar “son 3 aydır ekonomide yaşanan zorluklara dikkat çekerek öngörülmeyen maliyet artışları, ulaşım sektörünün en önemli girdisi olan akaryakıt , bakım, onarım, personel giderlerinin enflasyonla birlikte olağanüstü bir şekilde artması nedeniyle ulaşım sektörünün sürdürülebilirliği için tüm paydaşların ortak kararıyla  İstanbul’daki ulaşım ücretlerine artışın bir zaruret haline geldiğini” vurgulamıştı geçtiğimiz yakın zamanda.

23 Mart / 4 Nisan tarihli oturumlarda çoğunluktaki hükümet temsilcilerinin oyları ile reddedilmişti.

İBB yönetimi 4 Nisan’daki oturumda çıkan net kararının üzerinden iki gün geçtikten sonra UKOME  toplantısı düzenlendi ve oturum  İBB Genel Sekreteri Can Akın Çağlar başkanlığında gerçekleştirildi. Bu kez yapılan müzakerelerin ardından İBB yönetiminin hazırladığı zam teklifi revize edilerek oya sunuldu. Teklifte yüzde 40 civarında zam önerildi ve öneri kabul edildi.

Yeni tarifeler ise aşağıda paylaşmış olduğum gibidir.    Bu arada İstanbul da ulaşıma zam en son 1 Ocak 2022 tarihinde yapılmıştı. 

https://i.superhaber.tv/storage/files/images/2022/04/06/ezgif-3-8d048feb28-Q3ZL.jpg

Çok ciddi ve korkunç bir artış bu. İstanbul halkı artık çaresizce sadece ne yapalım “yapacak bir şey yok” diyerek aslında kabullenmediğini ama elinden de bir şey gelmediğini sesini yeterince duyuramadığını kendisini kaile alan birilerinin olmadığını düşünerek sadece aba altından isyan etmekte… Ekrem İmamoğlu’ nun   İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na adaylığının  ilanı sonrasında  umutsuz olan İstanbul halkı bu defa onun dik duruşuna, hümanist yaklaşımına, bütüncül çağrışımına inanıp ona kulak vermekle kalmadı, seçim süresi boyunca  ve sonrasında uğradığı tüm haksızlıklara karşın yedisinden yetmişine büyük bir kitle tek yürek olup  yanında olduğunu her şekilde gösterdi. Yazılı, sözlü olarak, Ekrem İmamoğlu için düzenlenen ve düzenlediği mitinglerde en ön saflarda yerini almıştır onu seven, benimseyen, özümseyen halk ki keza kendimden biliyorum ailemden ve yakın çevremden tanığım şahidim…

Sosyal Demokrat olma iddiasındaki bir belediyenin tam tersine toplu ulaşımı neredeyse bedava yapması gerekirken bu kadar ağır bir zam korkunç bir durumdur. Akaryakıt zamlarından sonra son zamanlarda yapılan zamlar için normal deniyor belli bir kesimde ve biz insanlara da her yapılan zammın bu gidişatta normal olduğunu kabullendirmeye çalıştırıp alıştırıyorlar. Sizce marulun 19₺ -20₺ olması normal mi? bunun için de üretim maliyetlerindeki artışı göz önüne seriyorlar. Bu yüzden ekmek zamlanıyor, simit zamlanıyor ve diğer aklımıza gelen gıda ve tüm temel ihtiyaçlarımız grubundaki her şey zamlanıyor. Ulaşım da biz insanların temel ihtiyaçları arasında ve yüzde 40 zam gerçekten ağır bir zam. İBB yöneticileri için de talihsiz bir karar olmuştur. Kaynak olarak mutlaka sübvanse edilebilirdi. Sayın Ekrem İmamoğlu ve görev arkadaşları işin başına geldiklerinde her şeyin ne denli zor olabileceğinin ne denli zor şartlar ve kısıtlamalar, baskılar altında görev yaptırtacaklarının farkındaydı. İstanbul halkı onun bilincinde olduğunun farkında olduğu için onun yanında oldu ve arkasında durdu. Kendisi ve nezdinde görev yapan yönetimdeki diğer görevliler kaç zamandır bize zam yaptırmıyorlar dediler ve bunun sonucunda iktidar alın size zam dedi. Peki ama işin ucunda olan bize oluyor. Tüm bunlar bizim yaşam standardımızı olumsuz etkilemekte, bu ilde yaşamak zul haline gelmekte bizlere, çilemiz git gide katlanmakta koşullar gittikçe ağırlaşmakta ekonomik şartların altında ezilen İstanbul halkı senin “Her Şey Çok Güzel Olacak” sözüne inandı ve tahammül göstermeye gayret etti…  Bu arada İSKİ için yapılan zamdan hiç bahsetmedim bile!

Asgari ücretinin açlık sınırının altında olduğu bir ülkede İstanbul’da yüzde 65’i asgari ücretle çalışan ve geçinmeye çalışan insanların hali ortada.

Bu noktada yakın zamanda üniversite öğrencileriyle bir söyleşi organizasyonunda bir araya gelen saygı değer Prof. Dr. İlber Ortaylı üstadın “Asgari ücretin İstanbul’da yasak edilmesi lazım” ifadelerine kesinlikle katılıyorum. İnsanlar pandemi döneminin en başından itibaren maddi manevi harap ve bitap olmuşken bırakın vücut sağlığını yaşanılan kaos dolu siyasi gündem, siyasetçilerin ülke ve insanlar üzerinden yaptıkları politik söylemler, çelişkili niyet kavramları insanların akıl sağlığını bile tehdit etmekte kimi zaman.

Ben bir vatandaş olarak her gün takip ettiğim gündem, izlediğim dinlediğim haberler, açık oturumlar sonrasında sorguluyorum kendimi acaba ben nerde yaşıyorum hayat gerçekten bu kadar gidişatı iyi ve normlar normal seviyede de ben mi dışındayım her şeyin diye…

Sevgili kıymetli okurlarım, ben her şeyden önce kendime bakıp kendimi gözlemleyip diğer insanlarla empati kurmaya çalışan bir insanım. Mevcut halde bu ekonomik şartlar altında bu işsizlik ortamında, tabiri caiz ise on parmağında on marifet becerikli ve yetenekli biri olmama rağmen benim halim hal değil bilirim ki nüfusun belli kesimi hariç büyük bir çoğunluğunun da  hali hal değildir…

Söz uzar gider vesselam…