Anasayfa
Bitlis`den Berline Bilim Köprüsü Olan Ve Bilime Adanmış Bir Ömür Fuat Sezgin
Prof. Dr. Süleyman Doğan
11 Eylül 2019

Prof.Dr.Fuat Sezgin (1924-1918) Bitlis’te doğdu. 1960 ihtilalinde İstanbul Üniversitesinde resmen kovuldu. Ancak o kendini Berlin’de ispatladı. 94 yıllık ömrünü İslam bilimler tarihine adadı. Bir asırlık bir çınar gibi geriye unutulmaz çalışmalar bıraktı. Dünyanın önde gelen tarihçilerinden İslam Bilim Tarihi Araştırmacısı Prof. Dr. Fuat Sezgin, İstanbul Üniversitesi Şarkiyat Araştırmaları Enstitüsü'nde alanında en tanınmış uzmanlardan Alman şarkiyatçı Helmut Ritter'in öğrencisi oldu ve Ritter'in tavsiyesi üzerine İslam bilimlerine yöneldi.Sezgin, 1951'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'ni bitirdikten sonra, Arap Dili ve Edebiyatı üzerinde doktora yaptı.

Cabir ibn Hayyan konusunda 1965'te yazdığı ikinci doktora tezini Frankfurt Üniversitesi Institut für Geschichte der Naturwissenschaften'a sunan ve bir yıl sonra profesör unvanını kazanan Sezgin, aynı yıl kendisi gibi şarkiyatçı olan Ursula Sezgin ile evlendi. Sezgin'in kızı Hilal, 1970'te dünyaya geldi.İnsanlık tarihinin başlangıcından bugüne kadar sahasında yazılan en kapsamlı eser olan Arap-İslam Bilim Tarihi'nin ilk cildini, 1967'de tamamlayan Sezgin, 17 ciltten oluşan eserin 18. cildini yazıyordu.Sezgin, Süryanice, İbranice, Latince, Arapça ve Almanca da dahil 27 dili çok iyi derecede biliyordu.İstanbul İslam Bilim ve Teknoloji Müzesi'nin faaliyetlerini desteklemek amacıyla 2010'da Prof. Dr. Fuat Sezgin İslam Bilim Tarihi Araştırmaları Vakfı kuruldu.

"400 bin cilt kitap inceledi"

50 yılı aşkın bir süre araştırmalar yaparak hayatını İslam bilim ve teknoloji tarihini tanıtmaya adayan Fuat Sezgin'in 400 bin ciltlik kitap incelediğini bizzat bendenize söyledi. Sezgin'den alınacak en önemli örneğin de "öz güven, çalışmak, doğru yerde doğru hocayı tespit edip onun biliminden yararlanmak" olarak görebiliriz.Fuat Sezgin hoca dünyada büyük bir marka haline gelmiştir. Nobel ödülünü almadı ama almaya hak kazanacak çalışmalar ortaya koydu. Uzun yıllar Fransa, Avrupa'da ve Batı'da bilim tarihi konusunda referans ülkeydi. Sezgin, Frankfurt'ta çalışarak burada enstitüsünü kurdu. Fuat Sezgin, “İslam, bilim adına bir şey üretmez" ezberini bozduğunu söylemiştir.

Johann Wolfgang Goethe Üniversitesi Arap-İslam Bilim Tarihi Enstitüsü Onursal Direktörü ve İstanbul İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi Kuruculuğunu yapmış olan Prof. Dr. Fuat Sezgin, bilimler tarihinin Yunanlıların elinde yaşadığı altın çağından sonra tamamıyla duraklamadığını, geniş anlamda, Doğu Akdeniz havzasındaki kültür merkezlerinde küçük adımlarla bazı ilerlemeler sağladığını söyledi. Ancak bu ilerlemelerin yerel kaldığını ve bir kültür merkezinden diğerlerine ulaşma şansını bulamadığını ifade eden Sezgin, “'Özellikle Bağdat, Abbasi İmparatorluğu'nun başkenti olduktan sonra bilim dünyasının merkezi yerini almış, bilim adamlarının birbirleriyle temasını arttırmış, tüm dünyadaki kitapların taşındığı ve Arapça’ya çevrildiği bir yer olmuştur. Bizanslı bilginlerin, bir hayli gecikmiş olarak bilimlerin İslam dünyasındaki gelişmesi realitesini belki de 13. yüzyıldan itibaren fark ettiler.

Sezgin’in Verdiği Mesaj ve 27 Dil!

Sezgin'in verdiği en büyük mesajın günde 17 saat çalışmasıdır. Sezgin'in doğudan batıya ilimin üç yolla geçtiğini, bunların birincisinin 10. yüzyılda Barselona'daki pazar yerlerinde Müslüman ve Hıristiyanların alışverişiyle, ikincisinin Sicilya, güney İtalya yoluyla da Arap tıbbının aktarılmasıyla, üçüncüsünün de Bizans üzerinden Avrupa'ya ulaştığını söylemiştir.

27 Dil Bilen Dünyaca Ünlü Bilim Tarihi Duayeni Prof. Dr. Fuat Sezgin 2010 yılında Dolmabahçe Saray’ında verdiği konferans kulaklarımda çınlamaktadır. Sezgin, aşağılık duygusundan kurtularak çok çalışmamız gerektiğinin altını çizerek şunları söylemişti: “İslam bilimleriyle temasa girişimin 68. yılını yaşıyorum. Hemen hemen her gün denilebilecek bir zaman farkıyla dün ne kadar önemli bir şeyi bilmediğim gerçeğiyle karşılaşıyorum. Her kaldırdığınız taşın altından cevherler çıktığını görüyorsunuz. Türk milleti aşağılık duygusundan kurtulmalıdır. Bu duygu milleti kanser gibi kemirir. Çok çalışırsak Batı’yı yakalar ve hatta geçebiliriz. Bu çalışma tatil günleri dâhil her gün 15-16 olmalıdır.” dedi.

İslam’da Bilim ve Teknik adlı beş ciltlik muhteşem kataloguyla  Sezgin, Müslümanların bilim ve tekniğe yaptıkları katkılar bariz bir şekilde gözler önüne seriyor. Sezgin, modern bilimler tarihinin üç yüzyıl kadar bir geçmişi olduğunu, Avrupalıların 17. yüzyıldan itibaren kendilerini İslam dünyasından üstün görmeye, hatta bu kültür dünyasını unutmaya başladıklarını savunuyor. Sezgin ısrarla bir noktanın altını çiziyor; “ Müslümanlar, İslam kültür dünyasının bilimler tarihindeki yerini ya hiç bilmiyor ya çok az biliyor yahut da art niyetli düşüncelerle koca bir dünyanın parlak zekâlı insanları aşağılık duyguların yaşandığı kör bir kuyuya atılıyor. Hatta bir grup aydın(!) geri kalmanın sebebi olarak İslam Dinini görüyor ve bilimde Batı’yı yakalamanın dinden uzaklaşmak ile mümkün olacağını iddia edebiliyor.”

Prof.Dr.Fuat Sezgin dünya çapında başarılı olmuş ve bilim tarihine büyük hizmet etmiş bilim adamımızdır. Gerek bilim adamları gerekse aydınların Sezgin Hocamızdan öğreneceğimiz çok şey var. Bir kere yorulmadan günde 15-20 saat çalışma disiplinini Fuat Sezgin hocamızdan öğrenmeliyiz. İlerlemek, Batıyı geçmek ve programlı çalışma metodu için kendisini rol-model almalıyız. 2019 Fuat Sezgin Yılı’nda kendisini rahmet ve şükranla anıyoruz.