20 yıllık Erdoğan/AKP tek adam rejimi miladını doldurdu geride bıraktığı onarılması güç yıkıntılarıyla birlikte ortaçağ değerler  sistemine iade edileceği zamanı bekliyor.

1999 Büyük İstanbul depremi ve 2001 krizinin yarattığı Ekonomik krizle birlikte basiretsiz liderler ve onların çevrelerini saran dalkavuklar Cumhuriyetin değerleriyle yüzyıllık hesaplaşması olan Erdoğan/AKP zihniyetine ülkeyi altın tepside sundular. 3Y’yi (yolsuzluk, yoksulluk, yasaklar) bitireceğiz diye geldiler ülkeyi 3Y (yolsuzluk, yasaklar ve yoksulluk) bataklığına sürüklediler.

Erdoğan/AKP tek adam rejimi  200 yıllık Osmanlı-Türk Modernleşme ve aydınlanmasının biriktirdiği  ekonomik ve askeri/siyasal gücüde  arkasına alarak içerde siyasal islamcı dönüşümü dışarda ise İhvanı Müslüm (Müslüman Kardeşler) merkezli Osmanlıcılığı hayata geçirmeye çalıştı. Ama ömrü vefa etmedi etmiyor.

Erdoğan/AKP tek adam rejiminin önderlik ettiği siyasal İslamcı ideoloji bütün dünyada yeniliyor ve kendisini iktidara taşıyan tüm iç ve dış dinamiklerle kavga halinde. İçerİde dini afyon olarak kullanıp dışarda emperyalizmin tüm kirli işlerini yerine getirip onların desteğini alarak sinsice rejimi değiştirme projesi  toplumda karşılık bulmadı bulmuyor. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi denilen bir ucubeyle rejimi yıktı ama yerine yenisini kuramıyor. Reklam arası dediği Atatürk önderliğindeki Türk Devrimi teslim olmuyor tek ümidim sizlersiniz dediği gençler ve kadınlar umut olmaya Cumhuriyeti  savunmaya ve onun bekçisi olmaya devam ediyor.

İhvancı/İslamcı iktidar projesi tıpkı Tunus ve Fas ta olduğu gibi Türkiye’de de kaybedecek ve ortaçağın gerici değerler dünyasına iade edilecektir. AKP amblemindeki ampul gibi havada asılıdır altı boştur üflesek düşecek haldedir.

Umut vardır umut 31 Mart ittifakıdır, millet ittifakı ve dostlarımızla birlikte özgür demokratik Türkiye’yi yeniden inşaa edeceğiz…

31 Mart bir başlangıçtır umudu yeşertmiştir yenilmez yenilse de teslim etmez denilen kaleler yıkılmış zincirleri kıra kıra bariyerleri aşa aşa Millet ittifakı ve dostlarımızla birlikte başta İstanbul ve Ankara olmak üzere büyük şehirler Erdoğan/AKP tek adam rejiminin elinden alınmıştır. Şimdi önümüzdeki görev erken veya zamanında yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve Genel seçimde aynı ittifakların bir benzerini başararak 20 yıllık karanlık sayfayı kapatmak olmalıdır. Bunun işaretleri geliyor hem toplum hem de Millet İttifakı Liderleri ve dostlarımız tarihsel sorumluluklarını yerine getiriyor.

Özellikle CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun olağanüstü çabası ve siyaset mühendisliği ile İyi Parti sahneye çıkmış AKP ile ortadan kaldırılan merkez sağ yeniden muhafazakar ve milliyetçi vatandaşlarımızın çekim merkezi haline geldi. Meral hanımın basiretli cesur duruşu ve çalışkanlığı da Millet İttifakının aldığı sonuçta katkısı çok büyüktür tarihi bir görev yapmıştır.

Türkiye’yi demokrasi rotasına çevirmenin tek yolu daha fazla cesaret

HDP’nin Doğu ve Güneydoğuda seçilmiş Belediye Başkanlarının tutuklanması  zorbalıkla Belediyelerine kayyım atanması  Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve yüzlerce seçilmiş siyasetçilerinin hukuksuz şekilde adeta intikam hırsıyla cezaevine atılmasıyla  AKP’nin karşısındaki tutumu netleşmişti. Özellikle 31 Mart İstanbul seçimlerinde Demokrasi bloğunun yanında yer alması İstanbul’un kazanılmasında büyük rol oynamıştır. Yenilmez denilen tek adam rejiminin karargahı düşmüş parasal kaynakları kurutulmuş 25 yıllık AKP yalan ve talan düzeni şimdilik İstanbul’da  yıkılmıştır.

Yerel seçimlerde HDP’nin bu tutumu çok önemliydi ve gelecek seçimlerde de Demokrasinin yanında Sultanizmin karşısında yer alacağı beklenmektedir. İktidar bloğunun HDP’yi düşmanlaştırma ötekileştirme ve terörle iltisaklı gösterme gayretlerini Millet İttifakı bileşenleri boşa çıkarmalıdır. Büyük Türkiye İttifakıyla ortaçağ özentisi sultanlık/diktatörlük özentileri kendi çağlarına iade edilmeli bunun koşulları mevcuttur tek eksik cesarettir. Sultanlıktan yana mıyız?  Demokrasiden yana mı? Önümüzdeki seçim bu yüzden çok önemlidir.

Dostça kalın…