Dünyada ve ülkemizde bu yıl ardı ardına gelen felaketler karşısında, merkezi yönetimlerin ve siyasi erkin, çare bulamadığını fikir üretemediğini ne kadar aciz kaldığını gördük.
Sibirya'dan, Akdeniz kıyılarına kadar, pek çok noktada çıkan orman yangınları bu yılın ilk 8 ayında, geçen yıllara göre çok daha fazla alanı küle çevirdi.
Avrupa Orman Yangını Bilgi Sistemi (EFFIS) verileri, orman yangınlarının yok ettiği alan miktarında 2021'in olağanüstü boyutta yıkıcı yıl olduğunu söyledi.
Türkiye'de 2008 ila 2020'de her yıl ortalama 20 bin 760 hektarlık alan yanarken, bu miktar son 8 ayda yüzde 755 arttı. 2021'in ocak ile ağustos ayları arasında kül olan ormanlık alanı 177 bin 476 hektara ulaştı.
Türkiye'de 2008 ila 2020'de, her yıl ağustos ayına gelindiğinde çıkan orman yangını sayısı ortalama 59 olarak kayıtlara geçerken bu sayı 2021'de 159'a çıktı.
İstatistik rakamlarına göre 12 yıllık geçmişte her yıl ortalama 129 kez alevlerle mücadele edildi. Bu yıl, bu rakam Temmuz ayında aşıldı.
Batı Karadeniz'de sel felaketinden en fazla etkilenen yer, en çok can kaybının görüldüğü ve kayıp başvurusunun yapıldığı Kastamonu'nun Bozkurt ilçesi oldu. İlçenin neden bu kadar büyük bir yıkımla karşılaştığı konusunda çeşitli iddialar var. HES kapaklarının patladığı, tomrukların köprüleri tıkadığı ve felaketten kısa süre önce yapılan anonslarla halkın yanlış yönlendirildiği öne sürüldü.
İstanbul Teknik Üniversitesi Uydu Haberleşme ve Uzaktan Algılama Uygulama ve Araştırma Merkezi, Batı Karadeniz’de yaşanan ve 82 kişinin ölümüne yol açan sel felaketinin yarattığı tahribatı, uzaydan görüntüledi. İTÜ UZUHAM Müdürü ve İTÜ İnşaat Fakültesi Geomatik Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Yanalak, uydu görüntülerinde köprü, bina ve yollarda belirgin hasarlar olduğunu belirterek, “Abana bölgesinde bir delta oluştuğunu görebiliyoruz. Yine bütün havza boyunca taşınabilen malzemelerin selle birlikte taşınıp yığıldığını görebiliyoruz. 30 metre genişliğinde olan dere yatağı sel sonrası 300-350 metrelere kadar yayıldı” bilgisini verdi.
Halkımız, yaşanan bu felaketlere her zaman olduğu gibi yine duyarsız kalmadı. Yurdun dört bir yanından sivil toplum kuruluşları, hayırsever yurttaşlarımız yardım desteğini esirgemedi. Hükümetimizin verdiği “iban” numaralarına milletimiz katkı sağladı.
Millet – Devlet el ele vererek felaketin yarattığı yaralar sarılmaya başlandı.
***
Bir de geçmişten günümüze “insan hazinelerimiz var” UNESCO bu insan hazinelerimizi unutmadı, 2019 yılındaki 40. Genel Konferansı’nda, Hacı Bektaş Veli’nin vefatının 750. Yıl dönümü, Yunus Emre’nin vefatının 700. Yıl dönümü ve Ahi Evran’nın vefatının 850. Yıl dönümü nedeniyle 2021 yılını dünya genelinde Anma ve Kutlama Yılı olarak ilan etti.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi geçtiğimiz günlerde Hacı Bektaş-ı Veli’yi anma etkinliği düzenledi. Pandemi koşullarına rağmen, o manevi atmosferi yaşamak isteyen İstanbulluların etkinlik alanını doldurduklarını gördüm.
“Düşmanının bile insan olduğunu unutma” sözleriyle bütün insanlığı sevgi, saygı, barış ve kardeşliğe davet eden Hacı Bektaş-ı Veli’nin o muhteşem felsefesini yaşayan ve yaşatacak olan idarecilere ne çok ihtiyacımız var değil mi?