Kulağımız çınlatan, aşımı kotaran, söküğümü diken,
Od düşer, su serpersin içime,
Şaşırırsam seni duyarım,
Deniz kıyılarsın Ağustos güneşinde… (ARİF DAMAR)
Biz senin yangınlarına su serpemedik Türkiye’m.
Zaferle dolu tarihinden utandık Türkiye’m. 2021’in 28 Temmuzunda başlayan Ağustos ayı boyunca devam eden Ege/Marmara/Batı Karadeniz/ Güneydoğu Anadolu/Akdeniz bölgelerindeki söndürülemeyen orman yangınlarıyla ile yine tarihin utanç sayfalarında yerimizi aldık.
Ölümler…Yüzbinlerce hektar orman ve yerleşim yerleri küle döndü, binlerce hayvan telef oldu.
Yetmedi Türkiye’m rant uğruna dere yataklarına verilen imar izinleriyle ve rant uğruna kurulan HES’lerin patlamasıyla yaşanan sel felaketleri…
Can ve mal kayıpları…
Geçmiş olsun Türkiye… Geçmiş olsun Ağustos 2021…
Oysa Ağustos, Türk tarihinde ZAFERLE ÖZDEŞLEŞEN ay olarak yerini almıştır.
1071 Malazgirt Zaferi…
1473 Otlukbeli Zaferi
1514 Çaldıran Zaferi.
1516 Mercidabık Zaferi….
1521 Belgrad Zaferi…
1526 Mohaç Zaferi…
1571 Kıbrıs’ın fethi
1919 Erzurum Kongresi…
1921 Sakarya Meydan Muharebesi…
1922 Büyük Taarruz ile tarihimizde AĞUSTOS ayı zaferlerle taçlandırılmıştır…
2021 Ağustos’unda yaşadığımız afetlere rağmen (yangın ve seller) tarih bir kere daha gösterdi ki Türk halkının bu afetler karşısında birlik ve beraberliği, gece gündüz özverili gayreti, dayanışması birazcık da olsa yüreklerimize su serpti. Yine hep beraber kendimizle gurur duyduk…
Ağustos ayında bizlere veda eden sanatçılarımızı rahmetle anıyor, ışıklar içinde uysunlar diyoruz…
Muzaffer izgü 2017, yazar
Vedat Türkali, 2016, Yazar
Seyhan Erözçelik,2011, Şair
Nezihe Meriç,2009, Yazar
İlhan Berk, 2008, Şair,
Muzaffer Buyrukçu,2006, Yazar
İbrahim Güleç ( Aşık Beyani)2005, Şair
Osman Numan Baranus,2005, Şair,
Abbas Sayar,1999, Yazar, Şair
Can Yücel,1999, Şair,
Bekir Yıldız ,1998, Yazar
Macit Gökberk,1993, Yazar
Kemal Demiray,1991, Yazar
Turgut Uyar,1985, Şair
Abdülkadir Bulut,1985, Şair
Abdülbaki Gölpınarlı,1982, Yazar
Feridun Fazıl Tülbentçi,1982, Yazar
Ömer Faruk Toprak, 1979, Şair
Kerim Sadi,1977, Yazar
Nihat Sami Banarlı,1974, Yazar
Orhan Seyfi Orhun, Şair
Necmettin Halil Onan,1968, Şair,
Mahmut yesari,1945, Yazar
Ali Ekrem Bolayır,1937, Şair
Tevfik Fikret ,1915, Şair,
Nabizade Nazım ,1893, Yazar
SİNEMA/TİYATRO: Metin Çekmez, Üstün Asutay, Mehtap Anıl, Umur Bugay, Toron Karacaoğlu, Kuzey Vargın, Suat Geyik, Yalçın Güzelce, Yalçın Otağı, Müşfik Kenter, Sevinç Aktensel, Aykut Oray, Ertan Savaşçı, Orhan Günşiray, Peri Han, Nihat Akçan, Mete Sezer, Kazım Kartal, Sami Hazinses, Gürdal Tosun, Güzin Özipek, Selim Naşit, Oben Güney, Nisa Serezli, Galip Arcan, Suphi Karaer.
MÜZİK: Naşide Göktürk, Erdem Siyavuşgil, Ceylan Ece, Ahmet Hatipoğlu, Osman Yağmurdereli, Ahmet Sezgin, Semiha Berksoy, Ziya Taşkent, Taner Şener, Ayla Dikmen, Bergen, Neveser Kökdeş, Kınar Sıvacıyan, Bilmen Şen.
RESİM: Fikret Otyam, Cem Şaşmaz, Ali Avni Çelebi, Sabri Berkel, Rahmi Pehlivanlı , Eren Eyüboğlu, Nazlı Ecevit, Namık İsmail Yeğenoğlu.
GAZETECİLER: Şakir Süter, Nadir Nadi, Arif Yesari, Kemal Zeki Gençosman, Mustafa Baydar.
TEVFİK FİKRET (HALUK’UN DEFTERİ/RÜBAB-I ŞİKESTE/ŞERMİN)
Servet-ifünun edebiyatının yenilikçi ve en usta temsilcisidir. Fikri, irfanı, vicdanı hür bir şair…
Han-ı Yağma şiirinde yöneticilerin umarsızlığını, şatafat düşkünlüğünü, israfını sert bir şekilde eleştirir.
HAN-I YAĞMA
Bu sofracık, efendiler ki iltikama muntazır
Huzurunuzda titriyor- şu milletin hayatıdır.
Bu milletin ki muztarip, şu milletin ki muhtazır!
Fakat sakın çekinmeyin , yiyin, yutun, hapır hapır…
Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizim
Doyuncaya tıksırıncaya, çatlayıncaya kadar yiyin!
Verir zavallı memleket, veriri ne varsa malını,
Vücudunu, hayatını, ümidini, hayalini
Bu ferag-ı halini, olanca şevk-ı balini
Hemen yutun düşünmeyin, haramını, helalini…
Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyuncaya, tıksırıncaya, çatlayıncaya kadar yiyin!
PAPATYALAR
Bahar olsun da seyredin
Nasıl süsler bayırları
Zümrüt gibi çayırları
Yüze gülen o pek narin
Gelin yüzlü papatyalar
Altın gözlü papatyalar (Çocuklar için yazdığı şiir kitabı Şermin’den)
Küfrü sevmez, yaz kış sokağa şemsiye ile çıkar, Tolstoy’a hayran hatta Tolstoy’un kıyafetlerini diktirip giyecek kadar da hayrandır.
Şeker hastalığından muzdarip olması ve mükemmelliyetçi mizacı onu huysuz birisi yapar ama iyi bir baba ve iyi bir eştir. Yolda yürürken sol tarafında kimseyi bulundurmaz, orası eşi Nazime Hanım’a aittir. “Sen Olmasan” şiiri Nazime Hanım’a yazmıştır.
Derler ki; RUBAB-ŞİKESTE isimli eserindeki TESADÜF başlığı altında yazılan şiirler platonik olarak bağlandığı hoş bir hanımefendiye yazılmıştır. Bu hanım Haluk’un dadısıdır.
Ahlak ve dürüstlük T. Fikret’in yaşamının merkezinde yer alan ilkelerdir. Katı bir ahlak anlayışına sahip sanatçı evli olmasına rağmen kendisinin bir başka kadına ilgi duyması ve onunla beraber olması ona etik olarak ters gelecektir. T. Fikret aşkını yok sayar, sevgisini kalbine gömer ve dadıyı evden gönderir. Nazime Hanım’ı aldatmak istemez ama dadıya da dışarıda tesadüfen rastladığı anlarda ona şiir yazmaktan da kendini alıkoyamaz. Ta ki Dadı’yı bir lokantada zengin bir beyle samimi şekilde görene kadar…. Platonik aşk burada sonlanır.
Sosyal konularda kalemi keskin, dili sivri olmuş, yergilerini pervasızca dile getirmiştir.
ORHAN SEYFİ ORHON (FIRTINA VE KAR /PERİ KIZI İLE ÇOBAN HİKAYESİ)
Şair, gazeteci, yazar, yayımcı, siyaset adamı…
Beş Hececiler’den olan şair, Y. Ziya Ortaç ile birlikte Papağan, Güneş, Ayda Bir. Çınaraltı dergilerini çıkarır.
Pek çok şiiri bestelenmiştir. VEDA BUSESİ isimli şiirinde Yusuf Nalkesen besteler ve Zeki Müren/Nesrin Sipahi/Hüner Coşkuner/Bülent Ersoy/Tarkan/Muazzez Ersoy tarafından icra edilir.
Hani bırakıp giderken seni
Bu öksüz tavrını tak
Alnına koyarken veda busemi
Yüzüme bu türlü bakmayacaktın
CAN YÜCEL (SEVGİ DUVARI /ÖLÜM VE OĞLUM/RENGAHENK)
Türk Edebiyatı’nın BABA lakaplı kıvrak zekası, mükemmel şiirleriyle gönüllere taht kurmuş sanatçısıdır.
Huysuz, küfürbaz, içkici, anarşist ve zekice yorumları ile muhalif bir şair…
Hiciv gücü yüksek bir dil ustasıdır. Sözcüklerle dans eder, şiirini özgür stili ile besler.
Argo anlatım ve müstehcen sözler onun karakteristik özelliğidir. Neyzen’in günümüzdeki ruhudur.
Leman’da yazdığı dönemde derginin sorumlusu Metin Üstündağ’dır. Can Yücel’in şiirleri ise genelde derginin ikinci sayfasında yayınlanırmış, bir gün şiirleri derginin arka sayfasına konur. Can Baba hemen telefona sarılır ve Metin Üstündağ’ı arar;
-Metin benim şiiri derginin kıçına koyanın, ben kıçına koyarım der ve telefonu kapatır.
Yeni Türkü ve Ezginin Günlüğü’nde bir çok şiiri yorumlanır.
Dargın mıyız/Sevgi Duvarı ; Ezginin Günlüğü
Yeşilmişik/Sardunyaya Ağıt ; Yeni Türk
YEŞİLMİŞİK
Bir çift yaprakmış dalınca yumuşacık,
Tutmuşum elllerinden senin
Düşmüşüz yavaşça bir sakin derenin
İçindeymişik, yeşilmişik, sazmışık
HER ŞEY SENDE GİZLİ
Yerin çektiği kadar ağırsın,
Kanatların çırpındığı kadar hafif
Kalbin attığı kadar canlısın
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç…
ÖMER FARUK TOPRAK (TUZ EKMEK/ SUSAN ANADOLU/ DAĞDA ATEŞ YAKANLAR)
Toplumcu gerçekçi şair, öykü ve roman yazarı…Toprak Şairi…
Eşi Firuzan Toprak sanatçının ölümünden sonra 1980 yılında TOPRAK ŞİİR ödüllerini gelenekselleşmiş şekilde devam ettirmektedir.
Savaşa, sömürüye karşı çıkar, özgürlük özlemini yansıtan; açık ve aydınlık şiirler yazar.
Emeği kutsamış, emekçilerden yana onların ağzıyla şiirler yazar.
SUSAN ANADOLU
Çatlamış topraklar üzerinde yürüyorum
Dudaklarım kanıyor kuru ağaçlar durgun akşamda
Senin gözlerinde görüyorum Sivas’ı Erzincan’ı
Gecenin sarktığı toprak evlere iniyorum
Çıra alevinde oturuyor Döne Bacım susarak…
TURGUT UYAR (ARZ-I HAL / ISLAK/ KAYAYI DELEN İNCİR)
İkinci Yeni’nin üç atlısından (Edip Cansever, Cemal Süreya, Turgut Uyar) birisidir ve Şiiriyle Sevişen Adam diye nitelendirilir T. Uyar.
“Soluklu, soluklu olduğu kadar da görkemli bir şiirdir Turgut’un şiiri. Okuyanları şaşırtıp sarsarak parçalara ayırmaz; tersine bütünleştirir, bir düzene sokar onları…Türk şiirinin en seçkin, en usta şairlerinden biridir.” diyor Edip Cansever Turgut Uyar için.
GÖĞE BAKMA DURAĞI
İkimiz birden sevinebiliriz Göğe bakalım
Şu kaçamak ışıklardan şu şeker Kamışlarından,
Bebe dişlerinden, güneşlerden, yaban otlarından
Durmadan harcadığım şu gözlerime al kurtar,
Şu arınıp duran korkak ellerimi tut…
İkinci Yeni’nin usta kalemi şiir ve düz yazı ayrımını ortadan kaldırmış ve uzun şiirler yazmıştır. Lirik şiirin sınırlarını zorlar… Simgeci söyleyişi, yoğun hayal gücü, şaşırtıcı tamlamalarıyla karşımıza çıkar. Güzel bir dizeyi yanlışlıkla yazdığı zaman “Ay! Kalemimden kaçmış!” der.
Herkesin bir umudu vardır
Bir savaşı, bir kaybedişi, bir acısı
Bir yalnızlığı bir hüznü
Çünkü herkesin bir gideni vardır,
İçinden bir türlü uğurlayamadığı.
Eylül ayında görüşmek üzere...