Çift dikiş deyince aklıma çocukluğum gelir: Ankara körler okulu 5. Sınıfta iki sene okuyuşum, göz yaşlarım, arkadaşlarım ve sevgili öğretmenim gelir. Çift dikiş deyince aklıma 19 yaşında işe girişim, 23 yaşımda sendikal faaliyetlerim nedeniyle işten atılışım gelir. Çift dikiş deyince aklıma, İstanbul Üniversitesine işbaşı yapışım ve emekliliğim gelir. Çift dikiş deyince aklıma, hayatım boyunca çektiğim ekonomik sıkıntılar, biri bitmeden bir diğeri başlayan borçlarım gelir. Çift dikiş deyince aklıma, memleketin hali gelir; Bakanlar, Mafya-siyaset, medya ilişkisi, devletten birden fazla maaş/huzur hakkı alan altın bürokratlar, devlet güvenlik güçlerini vatandaşına karşı bir terör aracı olarak kullanan siyasi iktidarlar, bir türlü bulunamayan 128 milyar dolarlar, gelir…. Çift dikiş deyince aklıma devletten sürekli ihale alan müteahhit cuntası gelir. Çift dikiş deyince aklıma, kadın cinayetleri, tacizler, mobbingler gelir ve Çift dikiş deyince aklıma; genç işsizler, bir türlü atanmayan öğretmenler, emeklilikte yaşa takılanlar, asgari ücrete mahkum edilenler, asgari ücretin altında emekli maaşı alanlar, esnaflar, ürününü yok pahasına satan çiftçiler, pazar atıklarını toplayan, ucuz ekmek kuyruklarına giren yoksullar, çocuk işçiler gelir, birazcık toprağı eşelesinler diyen bakanlar gelir. Ve çift dikiş deyince aklıma; yaratılan yoksulluk karşısında yardım kolileri hazırlatarak dağıtan (Hera) gelir. Daha çok şey gelirde “söylenmez ki söyleyesin”!...
Yahu bütün bunlara neden itiraz ediyorsunuz? Bunlara hiç itiraz edilir mi? Kuşkusuz bunlara hiç mi hiç itiraz etmeye hakkımız yok bizlerin… neden mi? Neden olacak, bir defa onların mayalarında altın var, mayalarında altın olanlarda iyi ve dürüst insanlardır. Hatırlayınız lütfen o isimleri altın bürokratlar. Üç maaşta alır, beş maaşta… Hem bakın mayasında gümüş olanlardan daha fazla maaş almıyorlar mı? Birde mayalarında Pırlanta olan müteahhitler var: sizlerin ve bizlerin görevleri amasız, ancak sız, fakat sız bunları beslemektir nasıl mı? Doğal olarak daha fazla vergi ödeyerek. Unutmayınız ki! Bu bir askerlik yapmak gibi, savaşta şehit olmak ya da yaralanıp gâzi olmak gibi kutsal bir vatandaşlık görevidir. Bizim kültürümüzde bu ve benzeri görevlerden kaçınmak, vatan hainliği ile eş anlamlıdır. Bir de tutturmuşlar liyakat mı sadakat mi? Ne liyaka tı, ne sadakati! Neden söz ediyorsunuz siz? Liyakat ta sadakat ta mayalarında pırlanta, altın, gümüş, olması değil midir? İşte mayalarında bu ve benzeri mücevherler bulunanlar memleketimize daha fazla hizmet ederler. Bu nitelik doğuştan gelir. Eğer sizlerin mayalarında bu mücevherlerden yoksa sizler bırakın devlet yönetimini bir yana kendinizi bile yönetemezsiniz. Çünkü, sizlerin mayalarında ne bakır, ne de demir vardır… sizlerin mayalarında tenekeden başka hiçbir şey yoktur. O halde halinize şükredip oturunuz. Hiç kimsenin ne maaşıyla, ne de konumuyla uğraşmak sizlerin haddiniz değildir. Mayalarında mücevher olanlar devletten ihalede alırlar, Hem ihale alır, hem de bakan olurlar. Bütün bunlar memleket hayrına yapılır. Öte yandan her üniversite bitiren kendi alanında istihdam edildiği dünyanın neresinde görülmüş? “bir defa senin yaratılışından gelen bir kalitekasyon farkı var. Aslına bakarsan buna teneke demek gerekir, ama seni incitmemek için kalitekasyon farkı diyoruz. Herhangi bir lisans bitirmen yeterli değil. Ama hiç canını sıkma Allah senin rızkını verir”… Eğer iş bulamıyorsan, ya da işten çıkartılıyorsan bu mayandaki madensel farklılıktan kaynaklanır. Hiç kimseyi suçlamaya hakkın yoktur. Bu arada üzülmene de gerek yoktur. Yarının neler getireceği hiç belli olmaz, bakarsın bir mucize gerçekleşir mayandaki maden mücevhere arada bir de olsa dönüşü verir.
Şaka bir kenara, Toplumsal rahatsızlığın temelinde siyasi iktidarın ya da iktidarların izlemiş oldukları neo liberal politikalar yatar. Neo liberal politikalar ise işsizliği, yoksulluğu artırarak yeni yardım sever “Hera’lar” yaratır. Toplumsal çatışmalara yol açar. Bu politikalara karşı çıkmak, neredeyse bir vatan severlik haline geldi. Son olarak İbni Haldun’dan özet bir alıntı yapalım: “ekonomik çöküş, toplumsal ahlaksızlığı beraberinde getirir”.