Dünya üzerinde ve ülkemizde yaşamın normal gidişatını etkileyen birçok zorlu koşulları ile insanları etkisi altına alan bu salgın süreci normal dediğimiz günlük yaşam rutinlerimizi aniden anormal bir hale getirmiştir. Aklımıza gelen tüm sektörler bu pandemi sürecinden payını aldı. Bozulan ülke ekonomileri artan işsizlik oranları ve bu olağanüstü sürecin ne zaman biteceğinin belirsizliği ile artan psikolojik baskılar yalnızlığa itilmiş mutsuz, inişli çıkışlı ruh hallerine sahip bir toplum olarak herkesi kökten etkiledi.
Müzik camiasında çok kereler sahne deneyimleri yaşamış birçok canlı performanslar sergilemiş, albüm yapmış ve bir türlü bu piyasada yerini bulamamış bir yorumcu olarak her kesimin etkilendiği gibi elbette ki fazlası ile etkilenenlerdenim. Yine benim gibi bu işe gönlünü vermiş sokakta, herhangi bir eğlence mekanında, dijital platformlarda ve diğer ilgili mecralarda perdenin arka tarafında kalmış, bu işi icra edip hiçbir sosyal güvencesi olmadan ve sadece sahne alırsa para kazanan bir tek geçim kaynağını müzik aracılığı ile müzisyenler var.
Pandemi öncesinde ve bu sürecin içerisinde de her daim karşılaşmış olduğumuz başka sorunlarda oldu. Sistemin işleyişinin olumsuz etkisi de var tabii ki. İsmi bilinmiyor, duyulmamış, tanınmamış diye de ayrıca hep bir şeylerden geri kalma mağduriyetine maruz kalma durumunuz da oluyor.
Bir albüm çalışması yapmak o kadar meşakkatli bir iş ki yapı inşa etmek gibi. Temelini atmak harcını sağlam karıştırıp sağlam demirler kullanmaya çalışıp yıkılmayacak duvarlar örmeye çalışmak gibi. Gecenizi gündüzünüze katıyor, maddi manevi büyük bir enerji harcıyor, efor sarf ediyor ve emek veriyorsunuz. Stüdyo ve kayıt aşamasında ince eleyip sık dokuyor en iyisini en güzelini en içten ve samimi duyguyu nasıl yansıtırım diye iyisini daha iyisini yapmak için zamanınızı veriyor defalarca sil baştan okuyarak o çalışmayı ortaya koyuyorsunuz. Çalışmanız bittiğinde artık dayak yemiş bir boksörden farkınız kalmıyor hatta bazen ruhsal bir çöküntü bile yaşayabiliyorsunuz. Onca cefadan sonra sefasını dahi süremiyorsunuz. Çünkü albüm çalışmanız tümü ile bittiğinde bu defa onu piyasaya sürecek lansmanını yapacak bir yapımcı firma bulmaya çalışıyorsunuz bir de orada bir zorluk yaşıyorsunuz. Ben hakkını yemek istemem benim yapımcı firmam cd basım ve çıkarma sürecinde kendilerine ait dijital platformda yayımlanması konusunda bana destek oldular tabii ki de ama iş öyle bir hal almış ki bakıyorsunuz onlarda çok zor şartlarda bu işi idame ettirmeye çalışıyorlar.
Albümü piyasaya sunduktan sonra iş bitmiyor bu defa acaba insanlara beğendirebilecek miyim, ne diyecekler, gönüllerine hitap edebilecek miyim diye bir kaygı serüveni başlayıp gidiyor.
Bin bir umutla albümünüzü alıp sizi koruyacak, haklarınıza sahip çıkacak olan kurumun kapısını çalıyorsunuz ben de varım bu kervanda demek için bu defa da dur bakalım şartlarımız var bakacağız eğer koşullarımıza uygun isen üyeliğini başlatabiliriz diyorlar. Siz zaten hem maddi hem manevi olarak tükenmişsinizdir. Hiç kimseden hiçbir şey almadan kendi imkanlarınızı zorlayarak kendi çabalarınızla bir albüm yapmışsınızdır ama o kurum önünüze dijital müzik mecralarında ve platformlarda şu kadar dinlenme, bu kadar indirilme gibi koşullar koymuştur önünüze üye olamamışsınızdır bu durumundan dolayı çıkarmış olduğunuz albüm tabiri caiz ise yetim kalıyor.
Albümünüzü alır bir sunum dosyası hazırlar ilçe belediyelerinin kültür işleri müdürlüğünün kapısını çalarsınız eminim ki benim gibi bir sunum dosyası hazırlayıp giden olmamıştır henüz..
Kibarca biz daha çok bilinen, tanınmış sanatçılarla iş yapmayı tercih ediyoruz deyip hazırladığınız dosyanın yüzüne bile doğru dürüst bakmayıp masasının bir kenarına koyup bir bakalım değerlendirme sonucunu sizinle paylaşırız deyip sizi gönderiyorlar. Ya da böyle yerlere mutlaka çok tanıdık sözü geçen biri ile gideceksiniz ki etkinlik alabilme ve yapabilme şansınız doğsun.
Düşünsenize bütün bunlardan sonra yaşadığınız duygusal çöküntüyü…
Pandemi sürecinde bilindiklerin dışında bilinmeyen perde arkasında kalmış o kadar çok mağdur müzisyen var ki belki belli miktarlarda MSG (MUSİKİ ESERİ SAHİPLERİ MESLEK BİRLİĞİ) ,MÜYORBİR( MÜZİK YORUMCULARI MESLEK BİRLİĞİ) , MESAM( TÜRKİYE MUSİKİ ESERİ SAHİPLERİ MESLEK BİRLİĞİ) ve diğer meslek birlikleri tarafından proje sunumu karşılığında yardımlar yapıldı yalnız sorun şu ki buralara üye olmayan olamayan müzisyenler var albümü olup da sanatçı kartını dahi çıkaramamış ya da yukarıda bahsettiğim bazı koşulların dayatması gereği sanatçı olarak görülmeyen ve göz ardı edilen mağdur olan bir çok müzisyen var. Destek için dahi koşullar aranıyor.
Bu zorlu süreçte müzik camiasında bilinen tanınmış, bir çok insanın sevgisini ve saygısını kazanmış sanatçılar, akademik anlamda başarılar sağlamış bizim deyimimizle ustalarımız ekrana izleyici karşısına çıkmalarına fırsat verildiğinde daha çok sorunları dillendirmeli salgın süreci sebebiyle de hali hazırda olan ve devam eden sistemle ilgili sorunları daha çok anlatarak dile getirmeli çözüm önerilerine önderlik etmeliler. Bizler bu camiada bilinmeyenler tarafındayız onlarsa bilininler tarafında bu yüzden onların öncülük yapmaları önemli.
Ne demiş ünlü halk ozanı Aşık Veysel “söyler söyler derdi bitmez ozanın”.