Kerbela olayı, İslâm tarihinde yaşanmış çok acı vahim bir olaydır. Günümüze ve kıyamete kadar bu olay, İslâm tarihinin kanayan yaralarından biridir. Aklı selim ve şuuru yerinde olan her insan, hiçbir zaman kati suretle bu tür olayların yaşanmasını asla arzu etmez. Kerbela hadisesi, insan yüreği ürpertir.

Hz. Peygamber’imizin torunu Hz. İmam Hüseyin’in ve yakınlarının şehit edildiği Kerbela olayının meydana geldiği olayın büyük etkiler bıraktığı malumdur. Bu acı ve vahim olayın sadece tarihî bir olay olmadığını, dinî, sosyal, siyasî, hukukî, ekonomik ve kültürel boyutlarının olduğuna da şahidiz.

Kerbela’da ve diğer yaşanan benzeri olaylardan anlaşıldığına göre, tarihin çeşitli dönemlerinde Kur’ân ve benzeri kutsal değerler, şahsi olarak, siyasi hırs ve ihtiraslara alet edilmiş, tüm egemenlik ve yetkileri sadece kendi ellerinde tutmak isteyenler ve bu imkânları başkalarına kaptırmak istemeyenler tarafından gasp edilerek kötüye kullanılmış ve neticede Müslümanım diyen Müslüman kardeşlerinin kanını vicdansızca dökmüş ve ekmeğini kanına doğramıştır.

Susamış bir insana suyu tarif etmenin bir faydası olmadığı gibi, İslam’ı da tarif etmek faydasızdır. Bu ancak suyu ikram ederek İslam’ı da yaşayarak mümkündür.

Kerbela bir kıyamdır; zulme, zalime, haksızlığa ve adaletsizliğe karşı onurlu bir kıyam!

Aşûra günü ve Kerbela hem bir derstir hem de derin bir derttir. Dersten örnek, dertten ibret alınmalı. Örnek alan, örnek olur. İbret almayan başkalarına ibret olur.

Ehl-i Sünnet yolunun serdengeçtisi, Rasûlüllah (s.a.v.)'ın torunu Seyyid üş şüheda Hz. Hüseyin (r.a.) ve bütün şüheda ya rahmet ve selam olsun!

Hz. Hüseyin Efendimizi ve tüm Kerbela şehitlerini rahmetle yâd ediyorum.

Bu hüzün gününde Mevla kalplerimize rahmet ve inşirah versin. Fitne ateşinden korusun.

Kardeşliğin ve paylaşmanın nişanesi olan Aşura Günümüz mübarek olsun.