Randevulu yüzlerce kişi, devlet hastaneleri önünde aşı kuyruğunda bekletiliyor. Kapıda form doldurtup sıraya giren yüzlerce yurttaş virüs kapma riski endişesi yaşıyor.

İstanbul'da ki Devlet Hastanesi önünde aşı kuyruğunda bekleyen vatandaşlar yaşadıkları kaygıyı gazetemiz muhabiri Çiğdem Durmaz’a anlattı: “İnternet olmayan çağlara gerimi dönüldü? Aşı kuyruğunda beklerken hiç girmediğimiz riske yüzlerce kişi içinde durarak şimdi giriyoruz üstelik güneşin altında dikilerek. Randevu alırken maalesef sistem özel hastanelere randevu oluşturmuyor. Daha da çarpık olan devlet hastanesine insanları yığıyorlar. Acayip bir mecburiyet var. Aşı olmazsanız randevu hakkınız gidiyor. Doldurduğumuz formların aynısı e nabızdan zaten onaylıyoruz. Formun üzerinde ikinci dozun olacağı zaman karalanmış elle 45 yazılmış.”

Aşı sırası bekleyen bir yurttaşın kendi ağzından yaşadıklarını 9 madde de şöyle sıralıyor:

1. Bir buçuk saatten uzun süre bekledim. Güneş altında ayakta bekleyince kötü oluyor tabi. Yaşlı insanların ön sıralara alınmasına hepimiz destek olduk. 
2. Sıra gözetilmiyor. Yani önünüzdeki onlarca kişinin randevusu sizden çok sonra olabilir, bunu takip edebilecek bir sistem yok.
3. İç alanda ise sıra dip dibe. Covid 19 önlemleri falan düşününce çok komik bir durum. Her halde salgın başından beri ilk defa bu kadar kalabalığa girdim.
4. Evet covid 19 polikliniği aşı yapılan yerin yanındaki kapıda. İçeri girip çıkanlar bolca. Şaka gibi. Yakalanmadığımız hastalığa burada yakalanırsak tam komedi olacak.
5. Seçim sandığı odaları gibi odalar var. Bunların kapısında rastgele sıraya giriyorsunuz. Doldurulan formları içeride hemşireye veriyorsunuz. Eski usul büyük bir deftere TC Kimlik numaranızı kaydediyor. 
6. Aşıları hazırlayan hemşire eldiven kullanmıyor.  Ama diğer hemşire aşı hazırlanırken kullanılan iğne değil başka bir iğneyi kullanıyor. Uygunluğunu sağlıkçılar değerlendirebilir, benim uzmanlık alanım değil.
7. Aşı olduktan sonra 10dk dışarıda bir yerde durmamı söylediler. Orada müşahede falan yok. Seri aşı yapılıyor. Nasıl bir uygulama protokolü belli değil.  Uygulayan sağlıkçıların suçu yok yapacakları bir şey de yok.  Sorun sistemsel.
8. Aşı sonrası beklenilen yerde değil oturacak, düzgün bir şekilde duracak yer dahi yok. Ben arabaya gidip bekledim.  Toplu taşıma ile gelen vatandaşın can sağlığına verdikleri değeri siz düşünün. 
9. İkinci aşı için randevu alacağımız tarih 45 gün sonra. Umarım bu konuda da bir fiyasko çıkmaz.

Halkımız Pfizer-BioNTech mi, yoksa Sinovac mı olalım? Diye soruyor.

Varlıklarından onur duyduğumuz bilim insanları bu soruyu, “Hangisini bulursanız olun” diye cevaplıyor.

Aşıların özelliklerini ve aralarındaki farkı da şöyle özetliyorlar:

İkisi de hastalığı ağır geçirmeyi ve ölümü ciddi olarak engelliyor.

Ancak BioNTech, Sinovac’tan daha etkili.

BioNTech hastalığa yakalnmaktan yüzde 95, Sinovac yüzde 50-90 oranında koruyor.

Ölümü ve hastaneye yatmayı BioNTech yüzde 100, Sinovac ise yüzde 98 oranında önlüyor.

BioNTech, İngiltere, Brezilya ve Güney Afrika varyantlarına etkili olmasına karşın, Sinovac’ın varyantlara etkinliği bilinmiyor.

Kanser tedavisi görenler, kemoterapi alanlar, bağışıklık sistemi baskılanmış olanlar ve yaşlılar BioNTech’i tercih edebilirler.

İki aşı da alerjiyi tetiklemiyor. Kan sulandırıcıyı gerektirmiyor.

BioNTech’in koruyuculuğu ilk doz yapıldıktan iki hafta sonra başlıyor.

Sinovac’ın ilk doz sonrasındaki koruyuculuğu düşük. Asıl koruyuculuk ikinci dozdan iki hafta sonra ortaya çıkıyor.

BioNTech aşısı, bunu olan kişinin virüs kapması halinde başkasına bulaştırmasını, yüzde 90’ın üzerinde engelliyor. Sinovac için bu oran bilinmiyor!

Her iki aşının son dozundan sonra enfekte olunsa bile, hastalığı ağır geçirme riski düşüyor.

Uzmanlar görüş birliği halinde iki seçenekle karşı karşıya kalındığında tercih edilmesi gereken BioNTech olduğunu söylüyorlar…